Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Muhacirlik Süresi

Aklını kullanma zahmetine girmeyen, anlatılan rivayetleri din, hikayeleri tarih, vaatleri siyaset zanneden ve olup biten olayları akıl dışı komplo teorileri ile açıklamaya çalışanlar ile bunlara kananlar, kandıkları yalanları yayanlar her yandalar!

*

Aldığı haberin veya malumatın doğruluğunu sorgulamadan başkalarına yayanlar işin aslını anlayabilir mi? Gerçekler ile yüzleşebilir mi?

*

Türkiye 12 yıldan beri Suriye’li sığınmacıları ağırlıyor, yetmemiş gibi Afgan kaçakları kabul ediyor. Dinimizi, imanımızı, vicdanımızı suiistimal eden yöneticiler sığınmacıları, kaçakları bize muhacir diye tanıtıyor…

*

Göçlerin getirdiği sorunlar, dış borcumuzun rekor seviyede artması, CDS priminin patlaması, döviz rezerlerinin sönmesi gibi ekonomik veya maddi sorunlar ile sınırlı değildir. Milletimizin aşı ve bağışıklık altyapısının bozulması bir yana depremde kolayca yıkılan binalar misali Türk Milletinin harcına yıkanmamış deniz kumu karışması gibi fark edilmeyen sorunları da görmek gerekir.

*

Muhacir sözünü ağzından düşürmedikleri halde, manasını araştırmadan kananlar, kandıkları yalanları yaymaya devam ediyolar. Bu sahtekar tamahkar işbirliği 12 yıldan beri sürüyor. Muhacirlik başka boyutlara kayıyor. Muhtaç durumdaki Suriyelinin kimisi kadınlarını sömürüyor kimisi ucuz emek gücünü. Cahiller, suistimalciler, hainler, kalleşler kolayca anlaşıyor, birlikte çalışıyor… Söze gelince din iman diye konuşanlar, din kardeşi sığınmacılara Allah rızası için yardım etmek yerine ancak menfaat için yardım ediyor(!)

*

Türk Milleti yüz yıl önce bir kurtuluş savaşı iradesi göstermiş ve bağımsızlığını kazanarak Türkiye Cumhuriyetini kurmuştur. Bize sığınan Araplar ise o dönemde düşman milletlerin egemenliğini kabul edenlerin torunlarıdır. Bunlar, özgürlük için örgütlenip savaşmak yerine teslim olarak düşman himayesinde yaşamayı kabul edenlerin torunları “ya istiklal ya ölüm” diyerek özgürlüğü için  savaşan Türk Milletini kötüleyen sömürgeci zihniyetin egemenliğinde yaşamış, işgalcinin eğitiminden geçmiş yıllarca. Bu eğitimden geçenler bugün bize sığınıyor. Hem de yöneticilerimizin izni ile yurdun her yanına yayılıyor.

*

Bunlar, Kurtuluş Savaşımızın ve o savaş sayesinde kazandıklarımızın kıymetini bilecekler mi? Yoksa “Kurtuluş Savaşını Türkler yerine Yunan kazansaydı daha iyi olurdu” diyen sömürgeci düşmanın beslemesi sahte tarihçilerin, Osmanlıcı gibi rol yapan sahtekarların anlattıklarına mı kanacaklar?

*

Peygamber (sav) efendimizin sağlığında 622 yılında Mekke’den muhacir olarak Medine’deki ensarın yanına göç edenler, 630 yılında Mekke’yi fethedinceye kadar geçen 8 yıldan kısa sürede neler yaptılar? Nasıl yaşadılar?

*

Muhacir diyerek yardımcı olduğuğumuz, yurdun her tarafına yaydığımız tiplerin içinde Suriye’deki zulüme karşı kendilerine yardım eden Türkiye’nin bayrağını yakacak kadar alçak, düşman beslemesi hainlerin varlığını anlamak için bayrağımızın yakılmasını beklemek mi gerekiyordu?

*
Sayın Cumhurbaşkanımız başa bela gelmeden tedbir almak varken, bela geldikten sonra tepki vermek işe yaramıyor. Bu bilgiyi siyasetinize ne zaman uygulayacaksınız? Sayın İçişleri Bakanımız, yurt içinde PKK’lı terörist sayısını yüzün altına indirdik diye övünürken, yurt geneline muhacir maskesi altına kaç yüz bin teröristin yayıldığını düşünemiyor musunuz? Hangi tedbirleri alıyorsunuz?

*

Bize anlatılan "muhacir" hikayeleri tebliğ için cehd ile yaşamış mübarek kişilerle doludur. O muhacirler de yeterli güce ulaşınca 8 yıl dolmadan dönüp vatanını kurtarmıştır. Peygamberimiz bile 8 yıl dolmadan muhaciri vatanına gönderirken, “geri göndermeyeceğiz” diyenler kime hizmet etmektedir?  

*

Bizdekilerin 8 yılı doldu, 12 yılı da dolmak üzere! Bayrağımızı yakmaya cüret edecek kadar da güçlendiklerine göre hala niçin kendi vatanlarını kurtarmak için gitmiyorlar? Bu kadar sürenin sonunda muhacir söylemi düşmedi mi hala! Muhacirlik maskesi altında başka oyunların döndüğünü anlamak için kim neyi beklemekte?! Anlayanlara selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi