
Yılmaz Sandıkcı
Bayram
Dinimiz, yolumuz İslam… Yani “selam” kökünden barışın ve huzurun yolu… İslam dininin mensupları, İslam yolunun yolcuları Müslümanlar da barışa, huzura teslim olan kişiler oluyor… Bu yolda ilerleyenlerin barışı ve huzuru yaymakla görevli olmaları da gerekiyor değil mi?
*
Bu yolda, her yıl iki dinî bayram yaşıyoruz. İki durak gibi, dinleniyor sonra yola revan oluyoruz yine. Peki, biz Müslümanlar olarak dinî bayramları dinin adına ve manasına yakışır mı yaşıyoruz yoksa alışılagelmiş bir gelenek gibi tekrar etmekle mi yetiniyoruz?
*
Sevgili peygamber (sav) efendimizin “aranızda selamı yayınız” diyen hadis-i şerifinden ne anlıyoruz? mesela… Huzuru ve barışı yaymak mı yoksa bazı kelimeleri tekrarlamak mı ya da başka bir şey mi?
*
Batı dünyası sözcüklerin anlamları üzerinde konuşarak, tartışarak anlamları didik didik ederek ortaçağ ilkelliğini tarihe gömdü, bilgi çağına geçti. Tek adamlık taslayanlara kul olma kafasını bıraktı, birey kalitesinde gelişmeye başladı ve toplum olarak ortak akıl ile düşünmeyi, ortak akla uygun yaşamayı öğrendiler… Sonuçta geliştirdikleri sanayi ve teknoloji dünya hâkimiyetini Müslümanların elinden aldılar.
*
Bu değişimi anlamayanlar ise ilkellikte ilerlemek gibi anlamsız, saçma, çelişki dolu bir duruma düştü. Düştükleri yerde fitne, fesat, nefret, kin, düşmanlık ürettiler ve birbirlerine düşmanlaştılar, ayrıştılar, zayıfladılar. Oysa insanlık seviyesinde yükselmek, kini ve nefreti değil, uzlaşmayı ve uyumlu yaşama ortamını geliştirmeyi gerektirirdi, unuttular…
*
Dinimiz İslam, beşer türüne güzel ahlak ile erdem seviyesine yükselmeyi, insanlık yolunda gelişmeyi öğretir, yani eşref-i mahlûkat seviyesine çıkmayı öğretir. Bunun farkında olmayan beşer, mahlûkata “şeref” katan özelliğin veya becerinin ne olduğu anlamaz, sorgulamaz da. Taklit ve takip ile Müslüman olunacağı zannına sarılır, çünkü aynı yolda yürüyen ve Müslümanları doğru bilgiler ile bile yanlış yollara saptırmak için konuşanlara aldanır. Aldatanların yola nerede girdiğini ve yoldan nerede çıktığını gözleyemez.
*
Beşer denilen tür, insan gibi görünür ama işine gelen duruma göre şekil alır. Örneğin ahlaklı görünür ama işine gelmeyen durumlarda ahlaklı olmayı bırakabilir, yaptığı ahlaksızlığı, yanlışı savunmak için konuşabilir… İnsan olanlar menfaatlerine zarar geldiği durumlarda bile ahlakını korumaya devam eder ve böylece erdem seviyesine yükselirler. İnsan olan hakikati ortaya çıkarmak için konuşurken, beşer türü haklı çıkmak için konuşur.
*
Beşer başına gelen her belada başkalarını suçlayarak kendi sorumluluklarından kurtulmaya çalışırken, insan olanlar sorunlarda kendi sorumluğunu arar ve bulduğu yanlışlarını gidermek için uğraşarak kişiliğini geliştir. Beşerde böyle bir gelişme çabası yoktur. Beşer her fırsatta başkasını suçlar, dışlar, düşmanlaştırır ve rahatlar, yetmezse kavga çıkarır söver, döver, öldürür, güçlü olana yandaşlık eder ve güç ile kalabalık ile övünür.
İnsan olan ise övünmekten, gösterişten uzak yaşar, güçten yana değil haktan yana durr. Ahlak ve erdem ile yaşar, adalet ile yaşatmaya çalışır.
*
Beşer duyduğuna inanır, sorgulamadan zan ile hareket eder. İnsan olan ise, duyduklarını, gördüklerini, aldığı talimatları sorgular işin aslını anlamaya çalışır, aldanmaz. Rasyonel düşünmeyi öğrenir, düşünce üzerinde düşünme becerisini geliştirir böylece kandırılmaz, çünkü insan olan zan ile hareket etmez.
*
Beşer dindar görünmek için şeriat isteriz der ama insan olan şeriatın temelinde yatan adaleti ve liyakatı da dikkate alır, şeriatın adalet ile, liyakat ile geleceğini bilir. Adalet ve liyakat olmadan gelecek bir şeriatın ancak ve ancak Müslümanları doğru bilgiler ile bile yanlış yollara saptıranların oyunu olduğunu fark eder, oyuna gelmez. Dinimizi, imanımızı siyasî emellerine alet edenlerin gazına gelmez.
*
Bu yılki Ramazan Bayramı durağında, haklı çıkmak için konuşmak yerine hakikati ortaya çıkarmak için konuşmayı deneyebilir miyiz lütfen; bayram neşesi yaşayan çocuklarımıza işin aslını aramak ve dinin manasını anlamak için düşünmeyi öğretecek sohbetler edebilir miyiz?
*
Mübarek Kadir Gecesinde, dualarınızın kabul olması dileği ile Polonya’dan selamlar.