Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Endonezya ve Türkiye

Geçen hafta dünyanın öbür ucundaki, en kalabalık Müslüman ülke olan Endonezya’nın Cumhurbaşkanı sayın Prabowo Subianto, Türkiye’ye geldi ve yaptığı konuşmada Türkiye ile taaaa 16. yüzyılda Osmanlı döneminde başlayan ilişkilerimize değinerek, örnek aldığı iki tarihi kahramanın adını söyledi:

Fatih Sultan Mehmet ve Mustafa Kemal Atatürk! Dikkatini çekti mi? Peki bu sözler kimleri rahatsız etti?

*

İzninle, gittiğim 52 ülkedeki gözlemlerim ışığında anlatayım ancak şöyle bir gruplama yaparak tarihe bakalım önce, kimler bizim için ne diyor;

Çinliler şöyle diyor, Türkler olmasaydı ilk çağlardan beri Orta Asya’dan Orta Doğuya kadar devasa bir coğrafya Çinlilerin olacaktı. Kalabalık nüfusları için harika bir kaynak olacaktı ve Çinliler çağlar öncesinden dünyaya hakim olacaktı. Türkler yüzünden olamadılar ve Türkleri ezeli düşman bildiler.

*

Hristiyan ve işbirlikçisi olan grup yani tarihteki haçlılar şöyle diyor, Türkler, Müslüman olmasaydı, Müslümanlara koruyucu bir liderlik yapmasaydı, haçlılar tüm dünyayı çoktan kolayca ele geçirmeyi başaracaktı, Türkler yüzünden bu başarı gecikti ve eksik kaldı. Haçlılar Müslüman Türkleri düşman bildi.

*

Müslüman olan grup içindeki şiîler şöyle diyor, Türkler, sünnî olmasaydı ve Arapların yanında yer almasaydı İslam dünyasında bugün Araplar yerine şiîler, yani İran hakim olacaktı. Türkler bunu engelledi. İran liderliğindeki şiîler ve işbirlikçileri Müslüman Türkleri düşman bildi.

*

Araplardan sünnî olan grup şöyle diyor, Türkler, Arap olmadıkları halde Müslüman oldukları için mevalî olarak Arapların emrinde hizmet ediyordu ancak sonradan emir olmayı başardılar, boynuz gibi kulağı geçtiler ve Müslümanların liderliğini Arapların elinden aldılar. Irkçı Araplar bundan fena rahatsız oldu. Hatta öyle ki hilafeti Araplardan Türklere aktaran Yavuz Sultan Selim Han’ı “biz size hakim değil hadim (hademe) yani mevalî-hizmetçi olmaya devam edeceğiz” mealinde konuşmaya zorladılar. Sonrasında da boş durmadılar, Osmanlıda yönetici kadroların zihinlerini işgal ettiler. Türkleri din kardeşliği adı altına kontrol altına almaya çalıştılar, başaramadıkları yerde Müslüman Türkleri düşman bildi bu Araplar. Yetinmediler, hilafeti Türkler’den geri almak için başta İngilizler olmak üzere haçlı kalıntısı ülkeler ile işbirliği bile yaptılar.

*

Birinci Dünya Savaşından sonra da herkesin saçı önüne döküldü; Müslüman grup bu dağınıklıkla galip olan Hristiyan gruba esir düştü, vatanları işgal edildi.

*

Bu işgale rağmen Türkler Atatürk önderliğinde “manda ve himaye kabul edilemez”, “ya istikla ya ölüm” diyerek bir Kurtuluş Savaşı verdi ve bağımsızlığını kazandı. Buna rağmen Araplar, İngiliz, Fransız, İtalyan gibi Hristiyan grup ülkelerin esiri olarak manda ve himaye altında yaşamayı kabul ettiler. Buna alıştılar ve bağımsızlık fikrini düşman bildiler, bu fikri yayanlara düşmanlık ettiler aslında işgali altında yaşadıkları düşmana hizmet ettiler.

*
Ancak, Türklerin Kurtuluş Savaşını örnek alan bazı Müslüman ülkeler ikinci Dünya Savaşından sonra bağımsızlıklarını kazandılar… İşte o ülkelerden biri de Endonezya oldu. Endonezya bağımsızlık savaşında örnek aldığı ülkenin karakterini, bağımsızlık savaşını ve önderini doğru anladı, sevdi, saygı duydu.

*

Anlamayanlar düşman işgalinde yaşamaya alıştı. Yetinmedi düşmanın Türkler ve Atatürk aleyhinde uydurduğu iftira dolu yalanları yaydı… Bu yalanları tarih diye anlatanları destekledi.. Din kardeşi görüntüsünde konuşanlara aldanan bazı Türkler de onlar ile aynı yola girdi… İşin aslını aramadan duyduğu yalanlara kananlar, yalanları ortaya çıkaranları yalancılıkla suçladı. Gerçekleri anlatanları sısturdu ve dışladı, ekranlara çıkarmadı. Sonuçta senin gibi işin aslını anlamak isteyenlere, gerçeklerin ulaşmasını engelledi, engelleyemediği yerde çarpıttı. Kandırdı, aldattı.

*

Tarihi olayları, bugünün şartları ile bakarak değil de yaşandığı o günün şartları ile değerlendirebilenler böyle yalan tuzaklarına düşmüyorlar. Sen de düşme ey Müslüman kardeşim, mümin bir birey olmak için işin aslını aramaya ve dinin manasını anlama çabasına devam et. Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi