Şule GÜMRAH
Sessiz, dilsiz dostlarımızdan ne istiyorsunuz?
Merhabalar kıymetli arkadaşlarım,
Bugün yeni bir yazımız ile daha sizlerle birlikteyiz. Biliyorsunuz her yazımda daha farklı konuları ele alıyorum. Bugün de yine gündemdeki beni fazlaca üzen bir konuk hakkında bir şeyler yazmayı istiyorum.
Kedi Eros'un canice öldürülmesi hakkında bugün bazı şeyler yazacağım. Son dönemde sokak hayvanlarına ger geçen gün artan bi şiddet var. Bunu sizlerde sosyal medyada veya gazete-televizyonlarda görüyorsunuz. Bunun en önemli nedenlerinden birinin de ben sosyal çürümüşlük olduğunu ve toplumun bundan son derece etkilendiğini düşünüyorum. Şiddet zaten toplumumuzda son derece olan bir durum. Bugün Türk insanının olduğu her yerde mutlaka bi gerginlik - kavga mümkün. Sokak hayvanları da maalesef bu durumdan etkileniyor.
Peki bunu neden yapıyorlar. Kediler bir insana zarar verebilecek veya öldürücü bir zehri olan tehlikeli bir hayvan değil. Kendi halinde sırada bi hayvan. Dünyada evcilleştirilmesi de en kolay hayvanlardan birisi yani bu da demek oluyor ki en cana yakın hayvan kedi.
Bi insan durdu yere bir kediye şiddet uygulayacak kadar nasıl delirmiş olabilir. Bakın bir kere vurmaktan bahsetmiyorum. Dakikalarca süre bir işkenceden bahsediyorum. Bunun sebebi ne? Bunun savunulabilir bir tarafı var mı ? Bu insanlık suç değil midir?
Sosyal medyada yazıları okuduktan sonra inanın çok fazla üzüldüm. Bu adamı haklı olduğu düşünen bi güruh var. Bu nasıl mümkün olabilir. Dakikalarca küçük bir kediye işkenceyi savunacak kadar nasıl çıldırmış ve delirmiş olabilirsiniz?
Bunun önüne geçmek için tek neden var? Oda elbette eğitim. Milli Eğitim Bakanlığı, ilk ve orta okulda hayvan sevgisi bir bir ders koymalı, zorunlu bir ders. Türkçe - matematik gibi. Bunun başka türlü çözemeyiz maalesef..