Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

ABD Yeni Başkanını Seçti

Sanki bizim seçimimiz gibi neredeyse tüm TV kanallarımız ABD’deki seçimi takip etti. Hem de çoğu canlı yayınla... Ne kadar önemliymiş bu ABD’nin başkanlık seçimi böyle.

*

Tüm dünya ABD’yi gelecek 4 yıl boyunca kimin yöneteceğine dikkat kesilmişken, sanki kendi seçimini takip eder gibi takip ediyorken ABD battı, ABD batıyor diyenler ne diyor acaba?…

*

Ben onlara diyorum ki “ABD batırmadan batmaz! Siz kendinize bakmayı öğrenin önce”.

*

Eylül ayının başında Rusya’dan gönderdiğim bir yazımda, şunları demiştim; Kamala Harris, seçmenini “Donald Trump seçilirse Putin Kiev’e yerleşecek” diye korkuturken, Trump kendisinin seçilmesi halinde 3. Dünya Savaşının çıkmasını önleyeceğini anlatarak umut verdi…

Ama her ikisi de İsrail konusunda “en İsrail yanlısı” olduğunu göstermeye çalıştı…

*

ABD kendi kavgasını veriyor. ABD’nin kavgası sınırlarını aşıyor ve tüm dünyayı kapsıyor. Hal böyle olunca ABD’yi yönetecek kişinin, kafanın, zihniyetin kim olacağı önem kazanıyor tüm dünya için.

*

Bu durumda, tüm dünyayı kendi kavga alanı olarak gören kafaya karşı “dünyanın akupunktur noktasında duran ülkemizi yöneten” bizim Cumhurbaşkanımız ve siyasal parti başkanlarımız nerede duracak? Bu daha da önem kazanıyor bence…

*

Beceriksiz, başarısız veya yetersiz olduğumuz konularda durum anlaşılmasın diye, “dış güçler palavrası” arkasına saklanarak “düşmanı suçlamayı bırakmamız gerekiyor” herşeyden önce. Çünkü “düşman düşmanlık etmek için vardır ve düşmanı düşmanlık etti diye suçlamak ahmaklıktır”. Bu artık anlaşılmalıdır!

*

Düşman düşmanlığını neyle yapıyor? Dua ederek mi, teknoloji geliştirerek mi? Birinin, kendi milletinin refahını artırmak için senin milletinin refahını azaltmaya çalışması düşmanlık mı rekabet mi? Bence rekabet! Akıl ve politika ile yapılır. Kuru akıl yetmez; bilim, teknoloji, sanayi, ticaret, finans da gerekir politika için… Politikanın yetmediği yerde savaş çıkar, işte burada düşmanlık başlar. Rekabet ile düşmanlığı ayırmak önemli bence yoksa dost düşman birbirine karışıyor kolayca.

*

Savaş çıkarmadan refahını artırmak akıl gerektirir ama düz akıl değil, stratejik düşünebilen akıl… Ben öyle düşündüm diyen akıl değil. Milletin aklını dikkate alan, milletin temsilcileri ile istişare, müşavere ederek kollektif düşünce üreten akıl… Siz düşünmeyin bizi dinleyin diyen akıl değil, akıl akıldan üstündür ilkesi ile siz de düşünün diyen akıl, ama düşünürken malumatı, söylentiyi kaynak almak yerine bilgi analizi yaparak düşünün diyebilen akıl… İşte bu akıl üstündür, üst akıl budur. Bu akıl milletini refaha ve huzura ulaştırır.

*

Şimdi kahrolsun düşman diye bağırırıken, düşmanın geliştirdiği, ürettiği teknolojiye karşı teknoloji üretecek akılları eğitmek yerine, kahrol düşman demek için dua ile yetinen akılları ezberle dolduranlar kime hizmet ederler? Bu sorusunun cevabını aramak da önemlidir.

*

Trump kendi milletinin refahını artırmak için, kendi milletinin huzurunu atırmak için çalışacak, bu çalışma bizim refahımızı azaltacaksa bu onun suçu olmayacak, bizim akılsızlığımız olacak. Üst akıl böyle istiyor diyenlerin başarısızlığı olacak.

*

Değişen dünya düzeninde sefalet içinde değil refha içinde yerini almak isteyenler, önce aklını kullanma seviyesinde yaşadığı sorunu fark edecek seviyede düşünmeyi öğrenecek. Çocuklarına düşünmeyi ve sorgulamayı öğreten eğitim müfratatı geliştirecek. Geliştirecek ki düşman, hamaset, dış güçler palavraları yerine milletin refahını ve huzurunu artırmada kazandığı başarıları hakkında konuşmaya yüzü olacak. Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi