Amber Reis Camii

Bu hafta sizlere şehrin belki de en çok kullanılan noktalarından biri olan ve Anıt alanında saklı kalan Selçuklu yadigârı Amber Reis Camii’nden bahsetmek isterim.

İlk inşası Anadolu Selçuklu Sultanı IV. Kılıçaslan dönemine (1263–1264) rastlayan cami zamanla harap olmuştur. Bu nedenle Konya Valisi Hacı Arifi Paşa tarafından yıktırılarak 1911 yılında Mimar Muzaffer’e yeniden yaptırılmıştır. Bir rivayete göre 1869 yılında yaptırılan Kapı Cami’nin son cemaat yerindeki mermer sütunların harap halde bulunan Amber Reis Cami’nden götürülmüştür. Sayın Konyalı’nın eserinde bahsettiği üzere camiye adını veren Amber Reis, Habeşistan’dan getirilmiş ve sonra azad edilmiş bir köledir. Kendisi Sadreddin Konevi’den on yıl önce vefat etmiştir. Cami yanına defnedilen Amber Reis’e ait türbe kaynaklarda bahsedildiği üzere 1927 yılında yol açma gerekçesiyle yıktırılmıştır.

Neoklasik tarzda inşa edilen ve halk arasında “Yeşil Camii” olarak bilinen cami, 1930’lu yıllarda Cuma ve bayram namazlarında dolu diğer günlerde cemaati az olduğu gerekçesiyle satılmasına karar verilir ancak dönemin valisi ve vakıflar müdürlüğünün ısrarlı itirazları üzerine satılmaktan kurtulmuştur. 1936 yılına kadar ise Konya Lisesi’nin deposu ve yatakhanesi olarak kullanılmıştır.

Cami; harim, son cemaat yeri, minare, avlu, şadırvan ve müştemilattan oluşur. Avlunun doğusunda bulunan altı betonarme sütun tarafından taşınan fıskiyeli kubbeli şadırvan Cumhuriyet Dönemi’ne aittir. Yığma tekniğinde kâgir olarak muntazam kesme Sille taşıyla özenli bir işçilikle yapılmış olan caminin üzeri kırma beşik çatı ile kaplanmıştır. Caminin en önemli özelliği cephesinin tepe penceresi seviyesinde turkuaz renkli çinilerle kaplanmış olmasıdır. Çinileri Kütahyalı Çinici Hafız Mehmed Emin Efendi tarafından 1911 yılında yapılmış olan caminin kuzeydoğu köşesinde tek şerefeli taş minaresi dikdörtgen kaideli silindirik gövdelidir.

Caminin dikdörtgen planlı harimine iki kanatlı ahşap kapıyla girilir. Hemen her cephesinde neredeyse boydan boya yapılmış büyük pencerelerinden oldukça dikkat çekicidir. Çini işlemeli mihrabı turkuaz, lacivert, beyaz gibi birbirinden farklı renklerin ve desenlerin kullanıldığı muhteşem Kütahya çinileriyle kaplanmıştır.

1982 yılında Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından tescil edilen yapının 1911 tarihli kitabesi müzede bulunur. Sülüs hat ile yazılmış olan kitabeye Sultan Mehmet Reşat’ın bir tuğrası işlenmiştir.

Ecdat yadigarı bu eserlerin kıymetini bilip, tarihimize sahip çıkmak temennisi ve emeği geçen tüm büyüklerimize birer Fatiha hediye etmek duasıyla.

Sevgi ve saygı ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Özel Arşivi