Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Yeni Yıl

İcat edip üretmek yerine, başkalarının icat edip ürettiği şeyleri tüketme, sistem kurmak yerine başkalarının kurduğu sistemleri kullanma tembelliğine devam ediyoruz. Ancak eleştirmekten ve itiraz üretmekten de geri duramuyoruz. Eleştirelim eleştirmesine de eleştirdiğimiz şeylerin yerine daha iyi şeyler üretmeyi, kurmayı, icat etmeyi öğrenelim önce değil mi? Yoksa eleştirmek kolay, tam tembel işi.

*

Yeni şeyler yapamıyoruz, taklit ve takip edebiliyoruz. Miskinleştiren, zihinsel tembelliğimiz yüzünden “gelenekçilik görüntüsünde gericilik yapanlara” kanıyoruz öncü, önder olamıyoruz. Konuştuğumuz zaman ya şikâyet etmek için ya da övünmek için konuşmaktan geri duramıyoruz. Övünme duygusu ileri gidince, gerçekçi düşünmemizi engelliyor sonuçta yalanlara kolayca kanıyoruz ve bunu da fark edemiyoruz.

*

Gavura benzememek için yeni yıl kutlamalarına itiraz edenler, “her yanımız niçin gavur icatları ve gavur ürünleri ile dolu?” sorusuna cevap aramıyorlar! İtiraz etmeyi eleştirmeyi bırakalım, icatları, üretimi biz yapalım, başkaları bizim yeni yılımızı taklit etsin! demeyi niçin akledemiyoruz. Çünkü, övünme duygusu ileri gidip gerçekçi düşünmeyi engelleyince “yeni yıl kutlaması” ile “Noel kutlaması” arasındaki farkı da akledemiyoruz. Ancak duydukları üzerinde, sorgulamadan düşünmeden kanma tembelliğine devam edenlerin itiraz ve eleştirilerine, hatta şiddete dönüşen eylemlerine şahit oluyoruz.

*

Biz yine böyle akla ahlaka sığmaz seviyede miskinlik ve tembellik ederken, takvimden bir yıl daha düştü tarihin sonsuzluk çukuruna… Yeni yılda huzur, barış, bereket, başarı, mutluluk diliyoruz da bunları hak etmek için neler yapıyoruz diye kendimize soruyor muyuz?

*

Örneğin dünyanın bir ucunda birileri uzayı keşfetmek ve uzayın zenginliklerini ele geçirmek üzere, tarihin gidişatını değiştirecek seviyede teknolojiler geliştirmek için birbiri ile yarıştalar. Bazı teknolojileri test ettiler ve başardılar… Biz ne yaptık bu arada?

*

Tarihi bilmeyenler, kronolojik düşünmeyi öğrenmeyenler, zamanı da anlamıyorlar. Bunlar olaylar arasındaki sebep sonuç ilişkisini de kuramıyor. Bu yüzden belki de takvim konusunda doğru bilgiler ile bile milletimizi yanlış yollara saptıranların yalanlarına kolayca kanıyorlar.

*

50-100 yıl sonra torunlarımıza, “dünyada birileri uzayı işgal etmelerini sağlayacak teknolojiler geliştirmeye çalışırken senin ataların ne yapıyordu? diye bir soru gelince nasıl cevap verecek bizimkile? O yıllarda atalarımız yeni yıl kutlamalarını engellemek için çalışıyordu! mu diyecekler?

*

“Almanlar otomobil yaparken senin ataların ne yapıyordu?” diye sorarak güya “Cumhuriyetimizi kuranları küçük düşürmeye çalışan” tipler var ya. Almanların otomobili Osmanlı zamanında icat ettiğini ve neredeyse 3 yüzyıl süren geliştirme çalışmalarının ardından, 1896 yılında otomobil yapmaya başladığını bilmeyecek kadar tarih cahili oldukları için övmeye çalıştıkları Osmanlıyı yerin dibine gömmüş oldular. Bunu bile fark edemeyecek kadar aymazlar çünkü tarih bilmiyorlar. Tarihi bilmedikleri için takvim konusunu da anlamıyorlar. Allah kimseye böyle torun vermesin!

*

31 Aralık-1 Ocak gecesinde yeni bir yılın gelişini kutlamak için yapılan yılbaşı eğlenceleri ile Katoliklerin 25 Aralık’ta, Ortodoksların ise 6-7 Ocak’ta kutladığı Noel arasındaki farkı anlayacak kadar da düşünmüyorlar.

*

21 Aralık gecesinin yılın en uzun gecesi olduğu için, 22 Aralık’ta günlerin uzamaya başlamasını güneşin bir zaferiymiş gibi kutlayan ve bu kutlama için ağaç süsleyip Gökteki Tanrı’ya şükür duaları eden atalarımızı da tanımıyorlar!

*

Bunlar zamanı takip etmek ve tarihi kaydetmek için kullanılan takvimin bir din konusu değil bir iklim ve coğrafya konusu olduğunu da anlayamıyorlar. İki mevsimlik iklimi olan çöl coğrafyasında kullanılan ay takvimi ile dünya-güneş konumlarına göre 4 mevsim yaşayan iklimin coğrafyasında kullanılan güneş takviminin hangi din ile nasıl bir sorunu olabilir sizce? İklimize daha uygun olan bir takvimi kullanmamızın dinimize ne zararı olur? Hiçbir zararı olmaz! Ancak “gelenekçilik görüntüsünde gericilik yapanlar” bilim, sanayi, teknoloji geliştiren rakiplerimize ayak uydurmamızı hızlandıracak düzenlemeleri yapmamızı istemez... Peki bu oyunu anlayacak seviyede düşünemeyen ama düşünmeden konuşanların milletimizi aldatması nasıl engellenir?

*

Seni özünden, binlerce yıllık birikiminden koparıp kendi ırkçı emellerine hizmetçi etmek için, milliyetçiliği günahmış gibi anlatanlara kananlar, Allah’ın İslam dini yerine Arabın hurafe ve bidat hatta israiliyat dolu rivayerleri din diye anlatanların niyetini anlayabilir mi? Anlamayanlar, kendi milliyetçiliğini ayaklar altına alırken başkalarının ırkçı emellerine hizmet etmeyi din gibi anlatanlara kanarlar.

*

Boşuna demiyoruz Müslüman olan yalancı olmaz ama yalancılar Müslüman kılığında kandırıyorlar.

*

Yeni yılda kandıranların oyunlarına gelmemek için işin aslını arayanların ve dinin manasını anlamaya çalışanların çoğalması dileği ile yeni yıl kutlu olsun. Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi