Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Kadınlar Günü Yazısı - I

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kutlama mesajı yarışına girenler, mangalda kül bırakmayanlar, çoğu kadın yalakalığı etmenin ötesine geçmeyen söylem ve vaatler ile yapılan konuşmalar, üzerinden hafta geçmeden unutuldu bile.

*

Yeryüzünde her coğrafyada ve her toplumda kadınların şu veya bu şekilde sorun yaşadığını, ezildiğini, haksızlığa uğradığını görüyoruz. Erkekler de sorun yaşamıyor mu, ezilmiyor mu? diye sorabilirsiniz… Evet, haklısınız erkekler de sorunlar yaşıyor ve eziliyor… Ancak erkek egemen yönetilen toplumlarda ezilmiş erkeklerden kaynaklı türev sorunların altında ezilen kadınların yaşadığı sorunlar, bastırılamamışsa daha dikkat çekici ve daha ön planda görünüyor. Üstelik kadınların karşılaştığı sorunların çözümleri erkeklerden beklendiği, erkeklerin ise bu beklenti karşısında duyarsız kaldığı toplumlarda sorunların daha çok kadın sorunu olarak görülmesi kaçınılmaz oluyor… Görmezden gelmek de sonucu değiştirmiyor…

*

Sorunlara çözüm getirmesi beklenen erkekler, içinde büyüdükleri kültür ve aldıkları eğitim yanında doğal olarak inançları açısından bakıyor sorunlara… Çoğunun bakış açısı işin aslını anlamalarını engelliyor aslında… Ve çözüm her Mart’ta kalıyor başka bahara… Bunlar kısa sürede çözülecek sorunlar değil elbette ancak, sorunları doğru anlamayanların çözüm önerileri ya doğal yaşama uymuyor ve boşa gidiyor ya da dayatmalar ile bir tür işkenceye, sömürüye dönüşüyor, çözüme doğru ilerlemenin çok uzağından kalıyor.

*

Örneğin, eğitimli bir kadının büyüttüğü bir erkeğin kadına ve kadın sorunlarına bakış açısı ile eğitimden mahrum bırakılmış bir kadının büyüttüğü bir erkeğin kadına ve kadın sorunlarına bakışı açısı arasındaki fark üzerinde düşünelim… Burada inanç konusunu bir kenara bırakalım çünkü erkeklerin çoğu hangi dinden olurlarsa olsunlar toplumdaki avantajlı konumlarını korumak için dinin hükümlerini zaman zaman işlerine geldiği gibi yanlış anlayarak veya çarpıtarak uygulamayı tercih edebiliyorlar.

*

Bu yanlışın sebep olduğu sorun, dinin manasını anlamak ve uygulamak yerine, dinî şekilleri taklit ve tekrar etmeyi yeterli gören toplumlarda daha belirgin hale geliyor.

*

Günümüzde bu sorun, en çok da müslüman coğrafyalarda kadınlar aleyhine ve İslam esaslarına uygun olmayan bir adaletsizlik olarak ortaya çıkıyor ki, böyle bir adaletsizliği dinimize bağlayanların din düşmanlarına hizmet ettiğini düşünüyorum. Zira dinimiz İslam’ı geldiği çağda kadınlar lehine en büyük devrim olarak görüyorum. Ancak cahiliye Arap gelenekleri ile İslam dini arasındaki farkı anlayacak kadar düşünmeyen beşer yüzünden Müslümanların kafası karışıyor.

*

Bununla birlikte “eşitlik ile adalet arasındaki farkı” anlayacak kadar düşünemeyen beşer yüzünden tüm insanlık da bir kafa karışıklığı yaşıyor.

*

Bu kafa karışıklığı sorununa çözüm bulunmalı önce… Aklı zekâ ile kullanmak yerine hafıza ile kullanmayı teşvik eden toplumlarda kafa karışıklığının, kişinin aklını kullanma seviyesinde yükselememesi ile başladığını düşündüğüm için bu yapıdaki beşerden, sorunları bile doğru anlamalarını beklemiyorum… Ki, çözüm hiç beklenmez bunlardan. Anlamadıkları için kadınlar gününde ya kör ve sağır rolü yapıyor, ya konuyu çarpıtıyor ya da günün anlam ve önemine dair bir şeyler söylemek zorunda hissettikleri için kadın yalakalığını geçmeyen boş laf ve vaatler ile konuşuyorlar. Sorunlara karşı, ezberlediklerini tekrar tekrar, tekrar etmek yerine zekâ ile muhakeme ederek yeni çözümler üretmeyi öğrenemeyen toplumlarda yani analitik düşünme seviyesine çıkamayan toptancı konuşmalar yapan toplumlarda hiçbir soruna çözüm üretilemediğini de eklemeliyim. Bu toplumlarda sorunun üzeri örtülür, tekrar etmemesi için tedbir almak yerine dilek temenni ve dualar ile iş Allah’a havale edilir. Sonuç?

*
Sonuç, aklı ile tedbir almayı öğrenmiş olan düşmanlarımız, dünya yaşamında zenginliği, hâkimiyeti ve gücü ele geçirirken, bizler bu duruma tepki vermek için konuşarak bizleri rahatlatanların ölümden sonraki yaşamda bulacağımız vaat edilen bolluk ile mutlu olmaya yönlendiriliriz Akıl yerine algı ile öğreniriz! Öğrenmekse bu tabi!

*

Konuya aklı kullanma seviyesindeki sorunu dikkate alarak bakınca, kadınların sorunlarını din açısından ele almadan önce insan olma açısından analiz etmenin daha sağlıklı olacağını değerlendiriyorum. Zira bu değerlendirmeyi başaranların bakış açısının dinimiz ile de uyumlu olacağına inanıyorum. Öyle ki insan olma seviyesine yükselemeyen beşer dinde şekillere takılırken, yeterince insan seviyesine çıkabilen kişiler, dinin manasını anlamaya çalışıyor. Manayı anlayamayanlar ise takıldığı şekillere sarılarak karşı çıkıyor. İyi de din şekilleri taklit ile mi yaşanır, mana ile mi? Cevap veremiyor!

*
Kadınlar Günü yazımızda, sorunun temelindeki sorunları anlamak bile köşeye sığmadı, sonraki yazımızda görüşmek üzere, selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi