Yılmaz Sandıkcı
Kadına Şiddete Karşı Mücadele Günü
25 Kasım “kadına verilen değer; her türlü fayda ve beklentinin ötesinde, insan haklarının bir gereğidir, dolayısı ile kadının saygınlığını ve itibarını korumak, herkes için bir insanlık görevidir” tanımlaması ile Birleşmiş Milletler tarafından 1999 yılında Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası seviyede mücadele etme bilincini geliştirmek için özel bir gün olarak ilan edilmiş.
*
Güne özel haberlerde dünya çapında her on dakikada bir kadının öldürüldüğünü dinledik… Bu vahşet yeni değil ve yıldan yıla artıyor. Öldürülmenin ötesinde bir de mobbing, taciz, tecavüz, kaçırılma, insan kaçakçılığı, köle ticareti gibi şiddet var. Bunların hiç biri de insan tanımlamasına uymuyor.
*
Bu haberleri okurken, Kadına şiddete hayır demeyi bırakın “ŞİDDETE HAYIR” deyin… Çünkü şiddet, bir cinsiyet sorunu değildir, şiddet bir insanlık sorunudur, şiddeti cinsiyet üzerinden tanımlayarak durduramazsınız dediğim yazılarımı hatırladım; evet bu konuda herkesi ciddiyete davet ediyorum!
*
Şiddeti cinsiyet ayrımcılığı ile ifade edenler şiddete çözüm bulamazlar. Cinsiyet ayrımına karşı çıkanların, şiddeti cinsiyet ayrımına tabi tutması büyük bir çelişkidir ve bu çelişkiyi anlamayan kafalar şiddete çözüm bulamazlar. Bunların yaptığı kadın yalakalığından başka bir şey değildir.
*
Bir de “mahlukat seviyesinden insan (yani eşref-i mahlukat) olma yolcuğunda kaybolan beşer var, şekilde insan gibi görünüyorlar ama manada insan olamıyorlar” dediğim yazılarımı hatırlıyorum. Bu farkı anlamayan kafalar da şiddete çözüm bulamazlar.
*
Kendini feminist diye tanıtıp ”kadının değerini artırmak” istediğini ifade eden çevreler var, iyi bakın bunların çoğu kadının değerini artırmaktan ziyade “erkeğin değerini düşürme” çabasındalar ve maalesef bunlar da şiddete çözüm getiremezler. Birinin değerlenmesi, diğerinin değersizleşmesi ile olacaksa “olmaz olsun öyle değerlenme” diyemeyenler de çözüm bulamazlar şiddete karşı.
*
Bence böyle günlerde yapılan anma ve kutlama konuşmalarından çözüm çıkmıyor çünkü bunlar ancak kadın yalakalığı yapıyorlar, vitrine, trübünlere oynuyorlar. Çözüm bunların ağzındaki lafta kalıyor.
*
Kadına verilen değer, insan haklarının bir gereğidir diyor yukarıdaki tanımda. Aile içi şiddete karşı mücadeleyi, kocayı evden uzaklaştırmak veya kocayı hapse atmak gibi tehditlerle yapmak da bir başka insan hakları sorunu oluyor bence. Bu da çözüm getirmez şiddete karşı. Getirmiyor da!
*
Kadına şiddeti durdurmak için erkeği tehdit ederek tedbir(!) alınmaz! Kadını korumak için çıkarılan iyi niyetki kanununların arkasına gizlenerek erkeğine şiddet uygulayan kötü niyetli kadınların çoğaldığı göz ardı edilerek hiç çözüm bulunmaz kadına şiddete karşı. Bu yanlışın ters etki yaptığı da sonuçlardan anlaşılmalı ve yanlıştan dönülmeli.
*
Kadın ve erkek birlikte değerlenirse şiddetin durması için anlamlı olur, aksi halde çözüm önerileri tek kanat ile uçamayan kuş gibi kısır bir döngü çukurunda döner durur.
*
Kanunu yapanlar iyi niyetle ve şiddetten korumayı düşündükleri kadınları da iyiniyetli ve iffetli görerek böyle kanunlar çıkarmışlar, iyi de kötü niyetli, arsız ve iffetsiz kadınlara dur diyecek kanunu kim çıkaracak? Bunlara karşı erkekleri kim koruyacak?
*
25 Kasım Günü yapılan konuşmalarda, bazı kadınlar “gerçek erkek istiyoruz” gibi laflar etti. Aklıma kadının değerini yükseltmek yerine erkeğin değerini düşüren feministler geldi. Kadınlar, önce bu feministlere karşı bir çözüm bulmalılar bence ve ardından o makyajı, maskeyi çıkarıp gerçek görüntüleri ile tekrar konuşmalılar. Gerçek erkek isteyen kadınlar da gerçek kadın olmalı samimiyetle.
*
Bir yazımda da şöyle demiştim; Türkün töresinde erkekler; kadına verdiği değer kadar adam olunacağını bilirler! Bu değeri fark edemeyen kadınlar ise erkek ile adam arasındaki farkı da bilmezler… Bunlardan oluşan aileler de çocuk yetiştirirler ama adam yetiştiremezler... Çünkü adam olmak bir cinsiyet meselesi değilidir bunu da fark edemezler. Evrensel gerçek ise şudur; kız çocuklarına, erkek çocuklarına cinsiyet ayrımı yapmadan tüm çocuklarına verdiği değer ve eğitim kadar yükselir milletler...
*
Şiddet konusu da bir cinsiyet meselesi değilidir bir insanlık meslesidir! Her iki cinsin de insanlık değerleri ile yükselmesini sağlayacak eğitim sistemi ve bilinç seviyesi gerektirir. Beşer türünün boş konuşmaları ile zaman kaybetmeyi bırakıp insanlık seviyesinde yol alalım duası ile selamlar.