"Kültür düzeni yaratır"

Levi Strauss'e ait olan bu cümleyi okuyunca zihnimde bir dizi cümleler yumağı oluştu.Bu oluşuma ben düşünce egzersizi diyorum.

Bilindiği gibi kültür sözcüğü ekip biçmek sürmek ürün almak anlamında latince de colere sözcüğünden türetilmiştir. Sosyal bilim üreten bilim insanları tarafından ise birçok tanımı yapılmıştır. Kimine göre insanı diğer canlılardan ayıran bir şey. Kimine göre öğrenilen bir şey. Kimine göre simgeler bütünü. Kimilerine göre de paylaşılan şey demektir. Bu kısa cümleleri oluşturan her bir bakış açısı kendine göre, kültürün tanımını ve açıklamasını geniş bir şekilde yapmışlardır.

Bana bu satırları yazdıran ve düşünmeye geçiren neden, kültürün tanımından ziyade, zihnimde daha önceden kayıtlanmış bir cümle ile yeni giriş yapan cümlenin birleşiminden oluşan düşüncelerdir. Herkesin bir şekilde duyup kulak aşinası olduğu siyasilerin çok dile getirdiği bir söylem olan "Yeni Dünya Düzeni" cümlesi ile Levi Strausss'un kültür tanımı için kullandığı "Kültür düzeni yaratır" cümlesi zihnimde bir ortaklık kurarak beni düşünme egzersizine itti.

Şu an içinde bulunduğumuz dünya üzerinde Endüstri Devrimi ile başlayan ekonomi ve siyaset alanlarındaki küreselleşme boyutu artık kültürel alana doğru kaydı.

İnsanlar yaşadığı toplumun dışındaki diğer toplumlarla olan ilişkisi sosyal medya aracılığı yaygınlaştı. Bu durumda doğal olarak bir kültürel küreselleşmeyi ve beraberinde kültürlenmeyi oluşturdu.

Kültürlenme, bireyin doğduğu andan ölümüne kadar olan süreçte öğrendiği içselleştirdiği her şeyi kapsar.

Yani bir kültürün öğrenilerek içselleştirilmiş haline kültürlenme denir.

Dijitalleşme çağına doğru evrilen dünyada insanlar artık istese de istemese kültürlenmeye bir şekilde maruz kaldı. Bundan 20 yıl önce insanlar sadece kendi toplumunda yaşıyordu.Diğer toplumlardan kısmi haberi oluyor ve etkilenme cüzzi boyutta oluyordu. Oysa şimdi gerek sınırların kalktığı sosyal medya aracılığıyla ile gerekse dijitalelmenin diğer kolaylıkları ile dünyadaki tüm kültürlere ulaşmak kolaylaştı .Dolayısı ile kültür alıcı ve verici olarak insanların yaşadığı toplumlarda yeni bir düzen oluşmasında etkili olmaya başladı.

Siyasiler yeni bir dünya düzeni planlarken, toplumlarda yeni bir kültür düzeni ile karşı karşıya kaldılar.

Bunun sağlamasını yapmak için bireyin kendi hayatında olan davranışlarına, yaşam şekillerine, arzularına, hedeflerine bakması yeterli olacaktır. Ne kadarı kendi doğduğu yaşadığı kültürüne ait ne kadarı kültürlenme sonucu oluşmuş bunun ayrımını yaparak görebilir.