Toplumda, kurulan ilişkiler içerisinde tanışma faslından sonra herkesin birbirine yönelttiği klişe sorular vardır.

Hangi okuldan mezun olduğu, hangi mesleği yaptığı nerede yaşadığı ile ilgili.

Tüm bu soruların arkasında aslında karşındaki kişinin statüsü hakkında bilgi edinme çabası yatar.

Statü, bireylerin toplum hiyerarşisindeki yerinin belirlenmesinde kullanılan bir kelime olarak kişilerin topluluk içindeki kazandığı saygınlık, makam gibi anlamların karşılığıdır.Genel olarak toplumsal yaşamda statü başarıya endekslidir ve başarısızlık yargılanan bir olgudur.Durum böyle olduğu içinde herkes içinde bir statü endişesi taşır.

Statü endişesi, kişinin kendi veya toplumun gözünde ne kadar değerli olduğuyla ilgili duygularını ifade eder. Bu endişeler, günümüzde genellikle kariyer, gelir, eğitim ve sosyal ilişkiler gibi faktörler üzerinden olmaktadır.

Bu durumun, olumlu sonuçları olduğu gibi bazı olumsuz sonuçlarıda vardır.

Mesela; bu endişeler, bireylerin özsaygısını olumsuz yönde etkileyebilir.Kişilerin kendisini sürekli olarak başkalarıyla kıyaslama durumu kişiyi sıkıntıya sokabilir.Bunun yanında, daha yüksek bir konuma ulaşma hırsı, stres ve kaygı üreterek duygusal sorunlara yol açabilir.

Ayrıca ,dijital çağın etkisi ile sosyal medya platformları üzerinden olmayan statü profilleri ile kendini konumlayarak özbenliğine zarar verebilir.

Bunları çoğaltmak mümkün.

Çözüm olarak ne yapmamız gerekire gelince, her zaman bireysel bazda yapılacak bir şeyler mutlaka vardır. Bu tür bir endişeye kapılmış kişiler, öncelikle kendi değerlerini ve yeteneklerini bilmeli ve kendini takdir etmesini öğrenmelidir.Ayrıca, kendini başkalarıyla karşılaştırmak yerine, hedeflerine odaklanmalı ve dışsal faktörlerden çok kendi iç kalitesine yönelmelidir.

Her bireyin kendine özgü bir değeri ve yeteneği vardır .Bu değer ve yetenek herhangi bir statü ya da konumla ölçülmemelidir.