Koryucu hekimlik olarak, tıb literatüründe bir yaklaşım vardır.Bu yaklaşımın amacı, yaş, cinsiyet ayrımı yapmadan herhangi bir hastalığın oluşmasını engellemek, varsa bir hastalık onun etkisini en aza indirmek ya da bunların yapılamadığı durumlarda hastalığın ilerleyişini geciktirmek için yapılan kapsamlı tıbbı bakım ve tedavidir.
Özellikle bireylerin sağlıklarını korumaya yönelik bilinclenmeyi ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemeyi içeren ve teşvik eden koruyucu hekimlik, toplumun genel sağlık durumunu da olumlu yönde etkiler.Bu nedenle bu yaklaşımın temelini, hastalıkların tedavisinden ziyade önlenmesi ve toplum sağlığını koruma oluşturur.
Bilindiği gibi insanı oluşturan sadece fizik bedeni değil ,bunun yanında ruh ve zihin yapısıda mevcuttur.Bu sebeble, insan sağlığından bahsettiğimiz zaman sadece fizik bedeninden değil diğer parçalarından da söz etmemiz gerekir.
Modern tıp anlayışında sadece fiziksel bedene ağırlık verildiği, mekanik şekilde hasta doktor ilişkisi sürdürüldüğü için insanın ruh ve zihin tarafına çok önem verilmemektedir.Oysa birçok hastalığın ruhsal ve zihinsel nedenlerden ortaya çıktığı günümüzde bilinmektedir.Dolayısıyla koruyucu hekimliğin içerisine ruh ve zihin yapısı da dahil edilmelidir.
Bunun altını çizerek bireysel olarak bu konuda kendimiz için yapabileceğimiz bir şeyler elbetteki vardır.
Mesela insan, ruh yapısını her türlü kötü etkiden, kendinden zuhur olacak kötü hallerden korumak için af talebinde bulunabilir.Nasıl ki hastalanmadan doktora gidiliyor,doktorun tavsiyesine göre yaşam tarzı düzenleniyor değiştiriliyorsa, aynı şekilde kötülük yapmadan veya kendine bir kötülük dokunmadan korunmak içinde Allah'ın kapısı çalınmalı, af dilenmeli ve mağfiret istenmelidir.
Üstelik bu şekilde yapılan koruyuculuk taşıyan bir af talebi sadece kişiye değil, aynı zamanda toplumu da koruma altına alır.Böylelikle toplumsal (ahlaki) bir çok hastalığın önü de kapanmış olur.