Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Zaferler Ayı Ağustos

Ekonomide, siyasette, eğitimde, akademide, bilimde hatta ilimde ve dahi sanatta seviye gittikçe düşüyor ülkemizde.  Görüntü ve söylenti üzerinden haklı çıkmak için konuşanlar, hakikati ortaya çıkarmak için konuşanlardan daha çok dinleniyor.

*

Olaylara tek açıdan bakanlar, görebildikleri ile gerçekleri çarpıtıyor. Hakkın yanında durmak yerine gücün yanında duranlar, işin aslını arayanlar yerine kandırılanlar çoğalıyor.

*

Tarihi olayları bir bilim olarak değil de ilim olarak anlatanlar, hem olaylar arasındaki sebep sonuç ilişkisini karıştıryorlar hem de tarihi sıralamayı bozarak sapı samana karıştırıp sanki masal anlatır gibi konuşuyorlar… Bu masalları siyasete alet edenler milletimizin zihninde açılan yaraları gittikçe büyüyorlar.

*

Bir pansuman olması ümidi ile şunları paylaşmak istiyorum sizinle;

26 Ağustos 1071 Bizansa karşı Malazgirt Zaferi

11 Ağustos 1473 Akkoyunlulara karşı Otlukbeli Zaferi

23 Ağustos 1514 Safevilere karşı Çaldıran Zaferi

24 Ağustos1516 Memlüklülere karşı Mercidabık Zaferi

29 Ağustos 1521 Macaristana karşı Belgrad Zaferi

29 Ağustos 1526 Macaristana karşı Mohaç Zaferi

1 Ağustos 1571  Venedik’e karşı Kıbrıs Zaferi

30 Ağustos 1922 İngiliz destekli Yüunanistana karşı 30 Ağustos Zaferi.

*

Göreceğiniz gibi Ağustos ayı zaferlerinin bazıları Türkün Türke karşı kazandığı zaferler. Bu zaferlerin bazıları günümüzü kuran zaferler olarak yerini korurken bazıları tarihteki etkisi kaybetmiş zaferler. Ancak tarihini düşman  beslemesi sahte tarhçilerden öğrenenler bunun bile farkında değiller. Çünkü sebep sonuç algıları bozulmuş. Örneğin 30 Ağustos Zaferi, 18 Mart 1915 ‘de kazanılan Çanakkale Zaferi sayesinden anlam kazanmıştır.

*

Zaferlerimizin değerini düşürmek, zaferlerin sonucundaki kazanımlarımızı küçümsemek isteyenler, tarihi masal tadında anlatmaya devam ediyorlar. Kananlar utansın! Utanmak istemeyen işin aslını arasın.

*

Çocukluğumda anlatılırdı, "Çanakkale Savaşını gökten inen yeşil sarıklı evliya sayesinde kazanmışız. Aslında, Atatürk’ün pek de başarısı yokmuş bu zaferde" Hatta, "Çanakkale Savaşı, yardıma gelen sahabeler sayesinde kazanılmış" diyenler de vardı... Evet neden olmasın? Ben de inanırdım bunlara ve hala da inanırım!..

*

Mustafa Kemal, o dönem üst komuta kademesi Alman subaylara teslim edilmiş olan Osmanlı ordusunda (İslam halifesinin ordusu) orta kademede, yarbay rütbesinde bir subaydır. Büyük bir subay değildir.

*

Çanakkale Savaşı'nda yardıma gelen yeşil sarıklı evliyaullah, Mustafa Kemal adındaki bu subayın komuta ettiği orduya yardım ederek zaferin kazanılmasını sağlamıştır… Bu savaşta, evliyaullahın yardımı sayesinde, Mustafa Kemal hem Anafartalar Kahramanı olmuş hem de General rütbesine yükselmiştir.

*

Evliyaullahın Çanakkale Savaşındaki yardımı sayesinde küçük bir subay olan Mustafa Kemal’e #Atatürk olma yolu açılmıştır.

*

Mustafa Kemal adlı bu subay “kötü” birisi olsaydı, Allah, göklerden ona yardım etsin diye evliyasını gönderir miydi? Elbette göndermezdi. Onun kahramanlaşmasına da izin vermezdi, Mustafa Kemal’in Atatürk olmasına da...

*

Eee, Atatürk’e sövüp duranların aslında kimler olduğunu niçin sorgulamıyorsunuz hala? Türk ve İslam düşmanlarının, Atatürk hakkında uydurduğu yalan ve iftiralara kanmaya niçin devam ediyorsunuz hala?...

*
Gerçeği görmek için bakış açısında küçük bir değişim gerekiyor ve farklı açılardan görünenleri birleştirmek yetiyor… Bakmasını bilenler, Atatürk'ü sevmeyenlerin ve sevdirmemeye çalışanların aslında kim olduğunu Allah’ın izni ile görüyorlar... Allah’ın izin vermediği kişiler ise “bakar kör” olarak kalıyor, düşman yalanlarını tarih sanıyoır. Kanmak yerine öğrenenlere selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi