İslam ümmetinin birlikte hareket etmesi her müslümanın hayalidir. Niçin birlikte hareket edemiyoruz peki? Söz çok icraat yok! Niçin? Sorun karşı güçlerin bizi engellemesi mi yoksa engelleyenlere izin veren bizde mi? Doğru zannettiğimiz bilgileri sorgulamak yerine, böyle gelmiş böyle gider diyerek yanlışta ısrar eden aymazlığımızda mı?
*
İslam ümmetini oluşturan müslüman milletler ve millet olma vasfını yitirmiş müslüman halklar, niçin birlikte hareket edemiyorlar?
*
Düzensiz, kalitesiz, zayıf tuğlalar ile sağlam bir duvar yapabilir miyiz? Sağlam bir duvar yapmak için önce kaliteli tuğlalar üretmeliyiz öyle değil mi?
*
Hem yapısal olarak hem de şekil olarak düzgün ve kaliteli tuğlalar varsa duvar da bina da düzgün ve sağlam olacaktır. Harika projeler çizen bir mimar düşünün, inşaat malzemesinin kalitesini umursamıyorsa çizdiği projeler ne kadar işe yarar? Bu tipler ancak boş laf yapar!
*
İslam ümmetini oluşturan Müslüman milletler ve halklar hem manevi yönden hem de maddi yönden yeterince gelişmemişlerse, yeterince güçlenmemişlerse sağlam bir İslam ümmeti kurulabilir mi sizce? İslam coğrafyasının göbeğinde, bağımsızlık(!) referandumu için yaptıkları mitingde İsrail bayrağı açan Müslüman din karderşlerimizin gelişme seviyesini düşünün.
*
Müslüman milletlerin gelişmesini engellemek için Müslümanlar arasında millet bilincini köreltmeyi öncelikli hedef eden İslam düşmanları dünya hakimiyerini sürdürmek ve Müslümanları rekabetin dışında tutmak için Müslümanlar üzerinde yaptığı planların başında “Müslümanların, milliyet bilinci olmayan, vatan algısı gelişmeyen sonuçta cibilliyetsizlik çukurunda bocalayan nesiller yettiştirmesini sağlamaktır” gibime geliyor. İslam ümmetinin kurulması ve işlemesi önündeki büyük engellerden biri de budur bence.
*
Biz bu engeli fark etmeyelim diye, kendi milletlerinin kalkınmasını sağlayan milliyetçilik duygusunu, ilkel bir dürtü olan ırkçılıkla aynı şeymiş gibi anlatıyorlar. Kafaları karıştırıyorlar. “İslam’a göre Türküm demek günah” gibi sözleri yayan ajanlarını müslüman kılığında aramıza sokmuşlar bile. Bunlar öyle özel eğitimli ajanlar ki, milletimizi “doğru bilgi ile bile yanlış yollara” saptırabiliyorlar.
*
Kabul, ırkçılık insanlığa da sığmaz müslümana da yakışmaz. Ancak milliyetçilik farklı bir şey… Arasındaki farkı anlamak için stratejik düşünme becerisini geliştirmek gerekiyor. İslamcı maskesi ile aramızda dolaşan ve müslümanmış gibi konuşan bazılarının, Müslümanları düşünmekten uzaklaştırması tesadüf olmuyor bu durumda. Çok yönlü çalışıyor toplum mühendisliği yapan bu misyoner ajanlar.
*
İşin aslını anlama niyetinde olanlar için kısaca, İslamcı/ümmetçi maskesi ile Türk/milliyetçi düşmanlığı yapanlar ve Türkçü görüntüsünde İslam/ümmet düşmanlığı yapanlar her zaman aramızda olmuştur ve bunlar farklı konuşsalar da aynı düşmanın hizmetindedir bence.
*
Bunlara karşı, şu dönemde özellikle daha daha uyanık olmalıyız. Irkçılık ile milliyetçilik arasındaki farkı anlamalıyız artık! Irkçılık, mensubu olduğun milleti diğer milletlerden üstün görerek hamasetle ve düşmanca böbürlenmektir. Milliyetçilik ise mensubu olduğun milletin diğer milletlerden daha fazla gelişmesini sağlamak için çok daha fazla çalışmaktır. Hamaset ile değil, sevgi ile insanlık sevgisi ile… Kişinin milletini sevmesi ırkçılık değildir ancak bu sevgiyi çarpıtmak düşmana hizmettir… Selam ve dua ile.
