Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Trabzon

Bir fuarda ziyaretimize gelen Yunan işadamının yanındaki tercümanın Türkçeyi çok güzel konuşması dikkatimi çekmişti. Trabzonluymuş! Yunancayı sadece 2 ayda, çok kolay öğrenmiş. Nasıl böyle kolay oluyor? diye sordum, “biz Pontus olduğumuz için aileden temelim vardı” dedi. Böyle birini bulurum da sohbet fırsatını kaçırır mıyım!

*

Dedelerinden dinlediği kadarı ile Osmanlının yıkılış döneminde bağımsız bir devlet kurma için umutlanmışlar ancak milli mücadele ile örgütlenen Türklerin Kurtuluş Savaşından sonra Türkiye Cumhuriyetini kurması ile Pontusların çoğu kamufle olmayı tercih etmiş, müslüman isimleri almışlar. Bunlar ise Pontus olarak kalmayı tercih etmişler. Trabzon ve Rize arasında bir bölgede yaşadıkları için her iki ilimiz hakkında da hikayeler anlattı dedelerinden dinlediği kadarı ile…

*

Özellikle çocukluğunda, komşuları olan Müslümanların “bunlar gavur diyerek kendilerini dışladıklarını fark ettiğinde duyduğu üzüntüyü anlatması” dikkatimi çekti. Onlar nasıl Müslümanmış, Osmanlının, Türkün komşuluk kültürünü anlamamışlar mı? İslamın komşuluk ahlakını almamışlar mı diye düşündüm! Ben de üzüldüm.

*

SARIKLI PAPAZLAR

İşim gereği birçok ülke geziyorum, farklı insanlar ile tanışıyorum, farklı kültürleri tanıyorum, farklı dinleri öğreniyorum hatta aynı dinin farklı ülkelerde nasıl değişik anlaşıldığını ve farklı uygulandığını görüyorum.

*

Bir Etiyopya seyahatimde karşılaştığım sarıklı, cübbeli, sakallı hacı abi görünümlü kişilerle tanışmak için müşterimden yardım istemiştim ki “onlar Müslüman değil, onlar Hıristiyan bilmem ne kilisesinin papazları” dedi. Nasıl yaaa! Sakal sarık ve cübbe ile öyle karizmatik görünüyorlar ki… Ama Müslüman değiller öyle mi!... Birisinin cübbesi altından sallanan haçı görmesem müşterim sözlerine inanmazdım.

*

Trabzon’da iki kişinin Atatürk portreli Türk Bayrağını indirdiği haberini izlerken bu anılarım canlandı. Sarıklı, sakallı ve cübbeli gezen iki kişi! Merhum Kazım Karabekir Paşamız “şeytan bile müslüman mintanı giyiyor” demişti ya… Şeytan hala iş başında demek ki. Sarık ve cübbe İslam kıyafeti değil de içimizdeki cahilleri kandıranların sembolü olmuş sanki. Fes takıp konuşanlar gibi!

*

2012 yılında İngiltere, tarihteki en büyük İngiliz düşmanları listesinin başına Atatürk’ü koydu. Normal değil mi? İngilizlerin, İngiliz yandaşlarının ve İngiliz beslemelerinin Atatürk’e düşman olmalarını anlıyorum. Ancak bizdekilerin Atatürk düşmanlığı nereden geliyor?... Atatürk düşmanlığının aslında Türk düşmanlığı, Türk düşmanlığının ise özünde İslam düşmanlığı olduğunu anlamak için ne gerekiyor?

*

Yalan yazan tarih utansın diye diye kafalarımızı karıştıran ve karışan kafalara düşman yalanlarını tarih diye anlatan düşman beslemesi sahte tarihçilere kananları uyandırmak için nasıl belalar ile yüzleşmemiz gerekiyor.  İslam’a hizmet ediyoruz görüntüsünde İslam adına kandıranların, İslam düşmanlarına hizmet ettiğini 15 Temmuz ihaneti ile ancak anlayabildik. Kandırılmış olmanın marifet mi mazeret mi yoksa suç mu olduğunu hala anlamadık!...

*

Düşman beslemesi sahte tarihçilerin de tarih tadında anlattıkları düşman yalanları ile kandırmakta olduğunu anlamak için yeni bedeller mi ödememiz gerekiyor. Tepki vermek yerine tedbir almak bilinci gelişmiş siyasetçilere sahip olmak için neler yapmamız gerekiyor. Görüntüye, söylentiye kanmak yerine, manayı, işin aslını anlayanlara selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi