Halil Öz
Su-i misal emsal olmaz
Uzun bir aranın ardından eğitim öğretim yılının ikinci yarısına başlamış bulunuyoruz. Ülkemiz, öğretmenlerimiz, velilerimiz ve tüm çocuklarımız için hayırlı olsun. İçinden geçtiğimiz şu zor süreçte, verilen aranın da etkisiyle çocuklarda okula karşı bir soğuma ve isteksizliğin olması gayet normal… Bu sene okula yeni başlamış yavrularımızın kiminde okul korkusu yeniden baş gösterecek… Tüm bunlardan daha da önemlisi deprem bölgesinden; evinden, arkadaşlarından, belki de anne babasından, kardeşlerinden koparak gelmiş çocuklarımız olacak. Biz yetişkinler bile bu acıları kaldırmakta, yeni bir ortama girdiğimizde alışmakta, kendimizi ifade etmekte sorunlar yaşayabiliyoruz. Onların yaşadıkları onca şeyden sonra bu girdikleri ortamda uyum sürecini atlatmaları için gereken hassasiyeti ve hoşgörüyü göstermeliyiz. Yaşadıklarını sorup sorgulayarak, hatırlatarak değil unutturmaya çalışarak onlara yardımcı olmalıyız. Bu noktada işin büyük kısmı elbette öğretmenlerimize düşüyor. Çocuklarımız bu travmatik süreci öğretmenlerimizin özverisi ve şefkati ile kısa sürede atlatacaktır. Öğretmenlerimizin özverisi demişken bu süreçte yaptıklarını gündem haline getirmeyen öğretmenlerimiz neler yaptı birkaç madde ile hatırlatalım ki kendilerine bir teşekkür etmiş olalım.
* * * *
Tamamı yaklaşık beş bin öğretmenden oluşan Arama ve Kurtarma Birimi (AKUB) ekipleri 10 ilde arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Bunun yanında iki bini psikolojik danışman ve rehber öğretmen ile beş bin de gönüllü olmak üzere toplam 12 bine yakın personel deprem bölgesinde resmi olarak görev aldı. Bu resmi rakamların dışında deprem bölgesine gönüllü giden binlerce öğretmen bir yandan enkaz başlarında arama kurtarma çalışmalarına katılırken bir yandan da başta çadır kurulumu olmak üzere deprem bölgesine gönderilen yardımların boşaltılması, depolanması, dağıtılması, yemek yapılması ve dağıtılması, ihtiyaç duyulan eksikliklerin tespiti ve giderilmesi, malzeme ihtiyacı, enkaz bölgesinde operasyon gerektiren ihbarların takibi ve bölgeye yönlendirilmesi gibi her alanda görev yaptı ve yapıyor. Öte yandan Bakanlık, ilk etapta depremden etkilenen 10 ilde 60 seyyar mutfak kurdu. Depremin yaşandığı 10 ildeki yurt, okul, pansiyon, uygulama oteli, öğretmenevi ve yatılı bölge okullarında 450 bin vatandaşa konaklama hizmeti veriyor. Meslek liselerinde günlük bir milyon ekmek üretimi yapılarak depremin yaşandığı illerde dağıtılıyor. Meslek liseleri bir fabrika gibi çalışarak çadır, konteyner, tuvalet, uyku tulumu, tüplü soba, deterjan, maske vs vs üretimi yapıyor. Ayrıca mesleki eğitimin yiyecek içecek üretim merkezlerinde, uygulama otellerinde, öğretmenevlerinde 800 bin sıcak yemek üretiliyor, 400 bin de kumanya dağıtılıyor. Deprem bölgesinde aktif bulunmayan öğretmenlerimizin çoğu ise bulunduğu yerde yardım kampanyalarını çoğu zaman bizzat düzenleyerek veya düzenlenen kampanyaları duyurarak destek oluyor. Çevrelerindeki binlerce kişiyle, velilerle iletişim kurarak bilgi akışı sağlıyor.
* * * *
"Su-i misal emsal olmaz". Yani kötü bir örnek, örnek olarak alınmaz.Kötü bir örneği gerekçe göstermek doğruları örtmez. Elbet eksiklikler veya yanlışlar olacaktır. Bütün yapılanları görmeyip ‘Öğretmenler nerede? çığırtkanlıkları yapmanın, bu söylemlerin iyi niyetli olmadığına inanıyorum. Elbette eksik ve yanlışlıkların düzeltilmesi için eleştiri ve tavsiyeler olacak. Fakat unutmayalım ki öğretmenler yeri geldi terörün hedefinde, yeri geldi karla kaplı köy yollarında…Kısaca yeri geldiğinde bu ülkenin vatan evlatlarının hem temelinde hem enkazında…Özveriyle çalışan meslektaşlarımızdan Allah razı olsun. Her birine selam olsun…