Halil Öz
Hayatımızdaki Paradokslar
Enola Gay ismini duydunuz mu daha önce… Hiroşima’ya atılan ve on binlerce insanın canını alan, yüz binlercesinin de umutlarını çalan atom bombasının atıldığı uçağın adı…Merak ettim ismini nereden almış diye… Uçağın pilotu olan Paul Tibbets uçağa çok sevdiği annesinin ismini vermiş. Güzelliği dillere destan Enola Gay’in… Geçtiğimiz yıl gişe rekorları kıran Oppenheimer’daki pişmanlıkları izlemişsinizdir belki… Ama araştırdığımda Tibbets’in hiç böyle pişmanlık söylemleri yoktu. Lakin söyleşilerini okuduğumda çelişkiler yumağı içinde olduğunu fark ettim. Hem zaten kim katil bir uçağa sevdiği, güzeller güzeli annesinin ismini verirdi ki…
İşte böyle paradoksal durumları insanlar zaman zaman hayatlarında yaşayabiliyorlar… Dedikleriyle yaptıkları, düşündükleri farklı birçok insanla karşılaşıyoruz hayatın olağan akışında… Bir kitabı satan satıcı ‘Orijinal kopya’ bu abicim diyor. Sessizce haykırıyor! ‘İmkanlar imkânsız’ şarkısını söyleyen genç… TV’lerde ‘gerçek yalanlar’ söylüyor ‘Muhafazakâr devrimciler!’… ‘Paylaşılmış yalnızlığımda, yaşayan ölüyüm’ diyor şair… Kelimelerim sınırlı diyenler hayatının her noktasını paylaşmak istiyor sizle…Sonrasında yarım kalan şarkı devam ediyor. ‘Saatler zamansız!’ diye… Zaman da son sürat tüm bunlardan bağımsız aceleci bir yolcu gibi gidiyor hayatımızdan…‘Çareler çaresiz’ kalıyor…
Aslında zaman makinamız olsa bile, geçmişteki her şeyi değiştiremeyiz. Zaman yolculuğu yaparak geçmişe gidip, büyükbabamızı öldürmemiz sonucunda annemiz ve babamızın hiç olmayışı yani bizim hiç doğmamış olmamız ve dolayısıyla bu zaman yolculuğuna aslında hiç çıkmamış olmamızla sonuçlanan bir paradoksa dönüşür hayatımızda…
Geçmişimizi değiştiremeyeceğimiz, geleceğimizi bilemediğimiz için paradokslar ile yaşamak ne kadar anlamsız ve gereksiz…Aslolan geç kalmamalıyız erken gitmemiz gereken yerlere veya erken dönmeliyiz gitmememiz gereken yerlerden…
Velhasıl yazı kendiliğinden ayrılığa geldi. Bir eğitim dönemi daha biterken tüm öğrencilerimiz dinlenmeyi hak etti. Emeklerinden ötürü vicdanen rahat tüm öğretmen ve öğrencilerimize iyi tatiller diliyorum. Bendenizde yazılarıma bir süre ara vereceğim. Her zaman olduğu gibi (!!) eğitimin herkese eşit ve ücretsiz olacağı, kurumların çocuklarımızın geleceği için ‘zorunlu bağışlar’ paradoksunu yaşamayacağı, öğretmenlerin ve öğrencilerin mutlu olacağı, çalışmalarının ve çalışıp emek verenlerin karşılığını alacağı yeni bir eğitim-öğretim yılında daha görüşmek dileğiyle…
Sağlıcakla kalın….