2019 yılında yapılan bir ankete göre Türk toplumunda ortalamada her on kişiden birisi, sınır illerinde her on kişiden ikisi göçmenlerden “kişisel zarar” gördüğünden söz etmekte olup, bu zararları “hırsızlık” (%43,5), “sataşma/taciz” (%40,5), “şiddet” (%38,2) ve “huzursuzluk/gürültü” (%38) olarak bildirmiş. Toplumun çoğunluğu da göçmenleri suç işleyerek toplumsal düzene zarar verdiğine inandığını belirtmiş. Ayrıca Aralık 2021'de İçişleri Bakanlığı resmi kayıtlarına göre göçmenlerin 2020'de 37 bin 418, 2021'de 50 bin 231'inin suça karıştığını duyurmuş.
Hatırlarsanız Konya’da da 2016 yılında sokakta dört kişilik bir mülteci grubunu köpek tekmelediği için uyardığı iddia edilen 18 ve 26 yaşındaki Beyşehirli iki genç bu göçmen grupla çıkan kavga sonucunda bıçaklanarak öldürüldü. Beyşehir'de olayın gerçekleştiği bölgede halk sokağa inerek mülteci karşıtı söylemler çerçevesinde eylemler yaptı. Olayı takriben sosyal medya platformlarında Beyşehirliler mültecileri istemediklerini belirtti.
2021 yılının haziran ayında 17 yaşındaki lise öğrencisi kızımız dershane bitişi evine doğru yürürken bir sığınmacı tarafından cinsel saldırıya uğradı. Cinsel saldırıya direnmeye çalışan kızımızın kafasına taşla birden fazla kez vurup baygın halde yol kenarına sürükledikten sonra yakınlarda bulunan fabrikanın birine gidip insanlara birinin bayıldığının haberini verdi. Bu saldırıdan 4,5 ay sonra genç kızımız maalesef hayatını kaybetti. Bu olay mahalleliler tarafından bir hafta boyunca protesto edildi.
10 Ağustos 2021 tarihinde iddialara göre bir çocuk parkında oturan iki genç bilinmeyen sebeplerden mülteci bir grubun ölüm tehditleri ve sözlü saldırılarına maruz kaldı ve bunu takip eden bıçaklama olayı sonucunda biri öldü. Gruptaki dört kişinin de önceden sabıkası olduğu tespit edildi. Bu olay sonrasında Türkiye'de mültecilerle ilgili en büyük sivil itaatsizlik olayı olan Altındağ olayları gerçekleşti. Olaylarda bölgede bulunan mültecilerin dükkânlarına saldırıldı ve olaylar sonucu mülteciler bölgeden tahliye edildi.
2022 yılının mayıs ayında 10 yaşındaki çocuğa bir mültecinin taciz ettiği iddiası üzerine Esenyurt'ta halk sokağa döküldü. Çocuk tacizi ile gözaltına alınan mevzu bahis sığınmacı güvenlik güçleri tarafından kalabalık sebebiyle karakola götürülemedi ve bölgede bulunan bir camiye saklandı ve olaylar yatıştırılmaya çalışıldı. Olayların dinmemesi üzerine bölgeye İstanbul valisi ve bölge emniyet müdürü giderek durumu sakinleştirmeye çalıştı. Olaylar sonucunda linç girişimi başarısız oldu ve şüpheli karakola götürüldü.
Yine 2022 yılının haziran ayında üç kişilik mülteci bir grubun saldırısına uğrayan 14 yaşındaki bir genç kaçmaya çalıştığı esnada akan trafikte bir otomobilin çarpması sonucu olay yerinde öldü.
Son olarak bu ay içinde İstanbul Eyüp Sultan’da, disiplinsiz ve saldırgan tavırları nedeniyle okulundan uzaklaştırılan bir genç tarafından bir eğitimci öldürüldü. Tüm yurtta öğretmenler siyah kıyafetle okullara gitti ve iş bıraktılar.
Aslında ülke genelinde benzer bir sürü durum yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Kimisi basına yansıyor, birçoğu yansımıyor. Ülkemizdeki misafirler maalesef son zamanlarda şiddet olaylarının içindeler! Biz millet olarak ne kadar misafirperver isek misafir de edebini bilmeli, makbul olanı yapmıyorlarsa makul olan adımlar atılmalı… Günübirlik menfaatler uğruna ülkemizin geleceği tehlikeye atılmamalı…Gereken tedbirler artık ivedilikle alınmalı…
Misafirin uyması gereken edeplerden bazılarını hatırlatıp hadislerden birkaç alıntı yaparak bitireyim yazımı…
Misafir, sağına soluna bakmamalı, sıkıntı vermekten çekinmelidir. Evsahibinin veya oradaki diğer misafirlerin hoşuna gitmeyecek hareketlerde bulunmamalı, tiksinti verecek hareket ve sözlerden uzak durmalıdır. Yatılı olarak giden misafir, ev sahibine ağırlık vermemek için, zaruret yoksa, üç günden fazla kalmamaya, yük olmamaya gayret etmelidir! Hadis-i şeriflerde buyurulduğu üzere:
(Misafir, evin baş köşesine oturmasın!) [Müslim] (Misafirlik üç gündür. Fazlası sadakadır. Misafirin, ev sahibini sıkacak kadar çok kalması helal değildir.) [Buhari]
Sağlıcakla kalın…
