Konya, bir kez daha tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan Şeb-i Arus’a ev sahipliği yaptı. 7-17 Aralık tarihleri arasında gerçekleşen bu özel etkinlik, sadece Konya’yı değil, tüm dünyayı Mevlana’nın sevgi ve hoşgörü felsefesine davet etti. Bu yıl da olduğu gibi, Şeb-i Arus’un etkisi, Konya’nın merkezine ek olarak, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle öne çıkan Selçuklu ilçesine de sirayet etti.
Her yıl olduğu gibi, bu yıl da Hz. Mevlana’nın 751. Vuslat Yıldönümü, büyük bir coşkuyla kutlandı. Mevlana Müzesi başta olmak üzere, Konya’nın her köşesi, Mevlana’yı anmak ve onun öğretilerini yaşamak isteyen yerli ve yabancı ziyaretçilerle dolup taştı. Ancak bu yıl, dikkat çeken bir nokta vardı: Şeb-i Arus’un ışığı, Selçuklu’ya da ulaşmıştı.
Konya Tropikal Kelebek Bahçesi, Aya Elenia Kilisesi, Zaman Müzesi ve Sille gibi Selçuklu’nun sembol mekanları, Şeb-i Arus boyunca yoğun bir ziyaretçi akınına uğradı. Özellikle hafta sonları, bu mekanlarda yaşanan hareketlilik, Şeb-i Arus’un Konya’nın tamamına yayılan etkisini gözler önüne serdi. Mevlana’nın çağları aşan “gel” çağrısına uyan binlerce misafir, sadece Mevlana Müzesi’ni değil, aynı zamanda Selçuklu’nun tarihi ve doğal güzelliklerini de keşfetme fırsatı buldu.
Şeb-i Arus’un bu hareketliliği, sadece turizm açısından değil, aynı zamanda şehrin kültürel ve sosyal hayatı için de önemli bir gelişme. Mevlana’nın evrensel mesajları, Selçuklu’nun tarihi dokusuyla birleşerek, ilçeye ayrı bir değer katıyor. Bu durum, hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin bilinçlenmesine ve kültürel zenginliklere olan ilginin artmasına katkı sağlıyor.
Konya’nın misafirperverliği, bu yıl da Şeb-i Arus boyunca kendini gösterdi. Binlerce misafiri ağırlayan şehir, Mevlana’nın öğretilerine uygun bir şekilde, herkese kucak açtı. Şeb-i Arus’un, sadece bir anma etkinliği değil, aynı zamanda farklı kültürlerin bir araya gelerek kaynaştığı bir platform olduğu bir kez daha ortaya çıktı.
