Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Rusyadan Selamlar

Siz hiç savaş ortasında kaldınız mı? 35 yıllık dış ticaret tecrübeme bir de bu eklendi. Direkten dönmek aslında bizimki.

*

Önceki gece Moskova - Ankara uçuşum için havaalanına geldiğimde normal olmayan bir kalabalıkla karşılaştım. Uçuşa kaydımı yaptırıp kapıya gittiğimde uçuş bilgilerinin kaldırıldığını gördüm. Diğer uçuşlarda da gecikmeler anons ediliyordu ancak sebep konusunda bilgi yoktu. Kara kışta fırtına, kasırga gibi kötü hava koşullarında yaşanan bir karmaşa vardı ama yağmur bile yoktu… Meğer dron yağmuru varmış.

*

Sabah olduğunda öğrendik; Ukrayna, Rusya’nın roket saldırılarına misilleme olarak yoğun bir dron saldırısı yapmış ve bazıları Moskova’ya kadar ulaşmış. Dronların 20’den fazlası Moskova’da, 124 tanesi ise Moskova dışında imha edilmiş. Moskova’daki 3 büyük havaalanında uçuşlar durdurulmuş. Bir apartmana isabet eden dronun biri, bir kişinin ölümüne sebep olmuş. Küçük bir havaalanının pistinde yangına sebep olmuş dronun biri de.

*

Ertelenen uçuşlar öğleden sonra başladı. Bizim iptal olan uçuşumuzun yapılması için yine geceyi kadar beklememiz gerekti.

*

Haberleri takip edebildiğim kadarı ile Türkiye’nin gündeminde yeni mezun teğmenlerin kılıcı varken, ABD’de ve Avrupa’da nükleer silahların gücü konuşuluyordu.

*

Bizim TVlerde 8 yaşında vahşice katledilen Narin kızımızın trajik haberleri varken, ABD TVlerinde başkan adaylarının düellosu vardı. Diğer kanallarda 3. Dünya Savaşı çıkarsa hangi ülkenin hangi teknojiler ile savaşacağı analiz ediliyordu.

*

Kamala Harris, seçmenini “Donald Trump seçilirse Putin Kiev’e yerleşecek” diye uyarırken, Trump ise kendisinin seçilmesi halinde 3. Dünya Savaşının çıkmasını önleyeceğini anlattı. İsrail konusunda her ikisi de en İsrail yanlısı olduğunu göstermeye çalıştı.

*

Diğer yandan, batının ambargo uygulayarak Rusya’ya beklediği zararı veremediği ancak ambargoya uymayan Çin’in Rusya pazarında gittikçe güçlendiği görünüyor. Çin ucuz işgücü ve istikrarlı siyasal yapısı sayesinde çektiği yabancı sermaye ile hem ekonomisini güçlendirirken hem de batının teknolojilerini transfer etmiş oldu. Çocuklarını da bu teknolojileri kopyalayıp geliştirecek şekilde yetiştirmesi ile hem ekonomi hem de askeri yönden dünya güç dengesinde önemli bir ağırlık haline geldi.

*

Bizde ise milliyetçilik ile ırkçılık arasındaki farkı tanımlayamayanların eğitim politikaları sonucu gelen yeni müfredatın, çocuklarımıza ilim ile bilim arasındaki farkı bile öğretmekten aciz kalacağı tartışılıyor. İlim ile bilim arasındaki farkı anlamadan yetişen çocuklar, bilim ürünü teknolojileri nasıl anlayacak, nasıl kopyalayacak, ne kadar geliştirebilecek? Yaptık, yapıyoruz denilen teknolojilerimiz düşman teknolojileri karşısından ne kadar dayanacak?

*

Nükleer silahların gücünü konuşan devletler karşısında, kılıçlar üzerinden polemik yapan siyasetçilerimiz yeniden yeni dünya düzenindeki ekonomi ve askeri denklemlerde hangi ağırlık ile yer alacak?

*

2 geceyi havaalanında geçirdikten sonra vatana ulaşmak güzel duygu, güzel de 8 yaşındaki kızımız Narin’in cesedini sakladıktan sonra gidip namaz kıldığını söyleyen kişinin hatırlattığı “…bir kişi babasını kesse, anasına tecavüz etse bile yine de dinden çıkmaz tövbe kapısı açık olur…” derken, “rakı içenin dinden çıktığını…” anlatan hocaların gerçeklik algımıza, ahlak seviyemize ve vicdanımıza nasıl zarar verdiğini görmek çok üzücü.

*

Namaz kılarak işlediği günahlardan kurtulacağı öğretilen kişilerin, hacca giderek büyük günahlarını affettireceği anlatılan kişilerin, günahtan korkusu kalır mı? Günah işlemekten korkmayan kişide ahlak gelişir mi? Ahlakı düşük kişide güvenilir bir karakter oluşur mu? Karaktersiz kişi, aklını ilim ile bilim arasındaki farkı anlayacak seviye kullanma gereği duyar mı? Yoksa nasıl olsa bir yandaşlık, bir torpil bulma hayali ile kifayetsiz muhterisler arasına girmeye mi çalışır?

*

“Savaş istemeyen silahını hazırlasın” denir ya, denir de hangi silahlar? En az 3 yüzyıl önce bilek gücünün yerini beyin gücü aldı! Beyin gücünün silahları nasıl hazırlanır? Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi