Şule GÜMRAH
Sonbaharın eşsiz güzelliği
Sonbaharın eşsiz güzelliği
Merhabalar kıymetli dostlarım, haftanın ikinci yazısı le karşınızdayım. Salı günkü yazımda yine Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olan eğitim sorununu dile getirmiştim. Bu tür gözlemlerimi yazmaya devam edeceğim. Siz değerli takipçilerimin geri dönüşleri de elbette beni fazlasıyla mutlu ediyor. Sağ olun.
Bugün ise sizlere sonbahardan bahsedeceğim. Sonbaharın eşsiz güzelliklerinden ve onun getirdiği mükemmel havalardan.
Sonbahar veya güz, yaz ile kış mevsimleri arasındaki mevsimdir. Güz, Hazan ve Bağ bozumu isimleriyle de anılır. Kuzey yarım kürede Eylül, Ekim ve Kasım aylarına denk gelir.
Gündüzler kısalır, geceler uzar. Güneş, erken batar. Daha az ısı ve ışık verir. Serin, yağmurlu ve rüzgarlı günlerin sayısı artar. Kış mevsiminin habercisidir.
Ağaçların yaprakları sararmaya ve dökülmeye başlar. İğne yapraklı ağaçlar (Çam, ardıç vb.) yapraklarını dökmezler. Çiçeklerdeki çiçek sayısı azalır. Etraftaki otlar ve çimenler kurur.
Sonbaharda yaşamayı gerçekten çok seviyorum. Yürüyüş yapmayı, dışarda vakit geçirmek çok hoşuma gidiyor. Yazın o bunaltıcı havasından ziyade daha temiz bir hava oluyor.
Elbette yağmurlar ve hafif esintiler de olmuyor değil ancak bu mevsimi çok seviyorum. Genelde insanlar sonbahara karşılık bir depresyon havası sezerler ancak ben öyle hissetmiyorum. Tam insanın kendisini yenileyeceği bir mevsim olarak görürüm.
Bununla beraber ailemle de dışarda vakit geçirmeyi çok severim. Sonbahar tam bir piknik havasıdır. Dışarda serin ve güzel havada aktivite yapma mevsimidir.