Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

New York’tan Selam

Pandemi sürecince seyahat edemediğimizden, son iki yılda ABD’de konuşacak çok konu birikmiş.

*

Ekonomi yönetimi enflasyona karşı mücadele ediyor.

Kasım ayında yapılacak olan ara seçimlerde kim öne çıkacak?

New York yönetimi aşırı artan göçmen akınına karşı acil önlemler alıyor!

*

New York yönetimi, düzensiz göçmenlerin sayısındaki hızlı artış nedeniyle olağanüstü hal kararı almış. ABD’ye giren düzensiz göçmenler, sınır polisi tarafından kayıt altına alınarak otobüslerle kamplara götürülüyor. Düzensiz göçmenler, çıkarılacakları mahkemeye kadar istediği yere gitmekte serbest bırakılıyor. Texas ve Florida gibi Cumhuriyetçi eyaletler, göçmen yükünü tek başlarına kaldıramadıkları gerekçesiyle bu göçmenleri başta başkent Washington, New York, Massachusetts gibi Demokratların çoğunlukta olduğu eyaletlere gönderdiği biliniyor.

*

Yaklaşık 50 bin evsize insanı bir ortam sunmaya çalışan New York yönetimi mevcut barınakların, sınır bölgelerinden gönderilen düzensiz göçmenlerle dolduğu için acil durum barınakları açmaya çalışıyor. New York Belediye Başkanı Eric Adams bu konuda “kızgın” olduğunu belirterek, Texas ve Florida gibi Cumhuriyetçi valilerin, “New York’un merhametini sömürdüğünü ve bu insani krizin Amerikan siyasi dinamikleri tarafından hızlandırıldığını” söylüyor.

*

Kasım ayındaki seçimlerde, mevcut Başkan Biden’in oy ve güven kaybedeceği özellikle işadamları arasında konuşulan bir konu zira Trump’ın Yeniden Büyük Amerika söylemi ile başlattığı ekonomi dönüşümü sekteye uğramış durumda. ABD dolarının gücü ile ürettiğinden fazla tüketen, fakir ülkelerdeki ucuz emek gücünün sağladığı ürünlerin ithal edilmesi ile ulaşılan refahın sürekli olamayacağı ekonomiyi bilen kesim tarafından kabule ediliyor ve destekleniyor. Ancak politika çoğu zaman matematik ve bilim üzerine değil, duyguları etkileyen konuşmalar ile şekilleniyor. ABD seçmeni bilime mi yoksa söylememi oy verecek Kasım ayında göreceğiz.

*

Pandeminin ortasında seçilen Biden, pandemi süresince her aileye aylık binlerce dolar yardım yapılmasının sebep olduğu enflasyon ile mücadele ediyor. ABD ekonomi yönetimin çalışmadıkları halde harcanabilir gelir elde ederek, tüketime devam etmesinin sonuçlarını doğru okuyor olmaları önemli. Eyalet merkez bankaları, zaman zaman fikir ayrılığına düşse de fikir özgürlüğü ve bilimsel tartışma ortamının desteği ile sebep sonuç ilişkilerine uygun politikalarda buluşabiliyorlar.

*

Örneğin, pandemi süresinde işe gidemeyenler, üretim yapmayanlar, devletin yaptığı yardımlar ile tüketime devam edince azalan arza (üretime) rağmen artan tüketim talebi enflasyona sebep oluyor. Bu arada azalan üretimi telafi etmek için ithalatın artması da fiyatları yükseltiyor.

*

Devletin, hane halkına yaptığı yüzlerce milyar dolar yardmın ve bunu karşılamak için basılan karşılıksız doların piyasada para şişkinliği yapması enflasyonu artırıyor. Sebep belli sonuç belli… Bu ortamda ekonomi yönetimi karşılıksız basılan paranın ekonomiye daha fazla zarar vermesini önlemek için doların fiyatını yani faizi artırarak tüketimi kontrol altına almaya çalışıyor. Tabi dikkate aldıkları başka dinamikler de az değil.

*

ABD ve benzeri ülkelerde bilim ile yönetilen ekonomiler gelişirken, her şeyin fiyatı olan paranın da bir fiyatı olduğunu anlamayanların, anlayanları susturduğu bilim ile ilim arasındaki farkı anlamayanların yönettiği ülkelerde fakirleşme ve sefalet kader oluyor.

*

Tüccar ile ekonomist arasındaki farkı anlayacak kadar düşünemeyenlerin, ekonomist bilim insanlarını din ilim adamlarının yanlış anladıkları hükümlerle susturması hem de korkutarak susturması ve faizin riba ile karıştırılması sonucu ekonomilerin niçin sefil olduğunu bir başka yazsımıza bırakalım. New York’tan, anlamaya çalışanlara selam dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi