Halil Öz
Nefesimiz…
Önceki yıl covid hastalığı yüzünden eve kapalı günlerin sonlanmasıyla tam soluk alacakken Antalya Manavgat’tan başlayarak nefesimiz ormanlarımızın ve içindeki canlıların yanmasını ekranlardan üzülerek takip etmiştik. Tam çok şükür diyecekken ülkemizin Batı Karadeniz bölümünde etkili olan aşırı yağış sonucu meydana gelen, Kastamonu, Sinop ve Bartın illerini etkileyen sellerde toplam 82 kişi hayatını kaybetmiş, 228 kişi ise yaralanmıştı. Maddi açıdan da bölge halkına ve ülke ekonomisine ciddi zararları olmuştu. Geçtiğimiz hafta da deprem yaralarını sarmaya çalışan şehirlerimiz tekrar sel afetiyle sarsıldı. Maalesef 20 vatandaşımız hayatını kaybederken, yaralı ve kayıplarımız oldu. Hangi dersleri çıkardık ve çıkaracağız, kaç vakte kadar yaraları sararız, acıları ve yaşananları unutur muyuz veya unutmaz mıyız? tartışılır. Meteoroloji raporlarına göre, son 8 yılda aşırı hava olayları rekor seviyede artmış. 2023 yılı afetlerle savaştığımız ve savaşacağımız bir yıl olacak sanırım. Zira önümüzde aşırı sıcak ve kurak geçeceği düşünülen, gıda krizini de beraberinde getirecek bir süreç var. Doğal alanların gün geçtikçe daha fazla tahrip edilmesi küresel ısınmanın gittikçe artmasına, bunun sonucunda afetlere, mal ve can kayıplarına yol açan tehlikeli meteorolojik olayların sayı ve şiddet olarak artmasına neden oluyor. Afetler elbette engellenemez lakin yıllar öncesinden başlayan planlamalar ile zararları azaltılabilir. Bugün bile yarından geç değil…
* * *
Dün ülkemizde ve tüm dünyada Orman Haftası olarak kutlanan haftanın ilk günüydü… Ormanlar… Canlılara oksijen sağlayarak bir nevi hayatımızı borçlu olduğumuz nefes kaynaklarımız… Günlük hayatımızda yüzlerce farklı alanda kullandığımız, yazdığımız kalemden kâğıttan tutunda, yaşamımızı kolaylaştıran eşyaların büyük bir bölümünü elde ettiğimiz, birçok hayvanın da yaşam alanı ve besin kaynağı… Eğitim, inşaat, sağlık gibi bir sürü sektörde faydalandığımız, çoğu zaman farkında bile olmadığımız, önemine tam varamadığımız sayısız yararları var. Örneğin ormanlar; havayı temizliyor, sıcak günlerde bizi serinletiyor, geceleri ısıyı koruyor, sesleri emerek gürültü kirliliğinin önüne geçiyor. Toprağın oluşumunda da ormanlar ve bitkiler önemli rol oynuyor. Aynı zamanda ağaç kökleriyle bir yandan toprağı tutarak, temizliyor bir yandan da şiddetli yağmurlarda toprağın, bir sel baskınını emmesine yardımcı oluyor. Hatta ormanların yağmur bulutlarını çekip, yağmur yağmasını sağlayarak kuraklığı da engellediği biliniyor. Dahası milyonlarca insanın geçim kaynağı... Sayesinde birçok ilaç sağladığımız şifa kaynakları… Erozyon, çığ, toprak kayması, sel gibi afetlerde gizli birer kahraman… Ulaşımda kullandığımız araçlarımızın yakıtlarının, petrolün bile hammaddesi…
* * *
Velhasıl ormanlar bir ülkenin en önemli değerlerinden biridir ve bu değeri korumak hepimizin görevidir. Ülkemiz çölleşmesin, afetlerle boğuşup durmasın istiyorsak insanları bilinçlendirmek, çocuklarımız başta olmak üzere tüm insanlara doğa ve orman sevgisini aşılamak gerekir. Geleceğimiz için ormanlar korunmalı, kesilen ağaçların yerine yenileri mutlaka dikilmelidir. Yanan ormanlarımız acilen yenilemeli, bu alanları tekrar yeşillendirilmelidir. Dün aynı zamanda bahar bayramıydı. Bu vesileyle bayramınızı kutlar, baharı selamlarken doğaya sizler de bir fidan kazandırarak çocuklarımıza bırakacağımız bu gelecekte pay ve sorumluluk sahibi olabilirsiniz. Sağlıcakla kalın…