Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Müslüman Olma Şartı ve Siyaset

İnancımıza göre her insan Müslüman fıtratı üzere doğar. Yaşadığı coğrafya, kültür aile ve toplum şartlarına göre değişir. Yaşamından ve tercihlerinden sorumlu olacak yaşa geldiğinde yolunu seçmesi beklenir.

*

Bu beklenti iki şekilde gerçekleşir;

  • Kişi ya büyüklerinden gördüğü davranışları din zannederek, taklit eder ve “biz atalarımızdan böyle gördük” diyenler gibi, geldiği yolda gitmeye devam eder,
  • Ya da düşünerek, anlayarak, görünen şekilleri taklit etmek yerine işin aslını, dinin manasını anlamaya çalışarak doğru yolu arar, bulmaya çalışır.

*

Bunu yaparken elinde Allah’ın vahyi olan Kur’an-ı Kerim gibi çok önemli bir kaynak vardır. Bu kaynaktan haberi varsa sorun yoktur. Anlamadığı yerde hadis-i şerif ve sünnet yardıma yetişir…

*

Ancak bu kaynakların üzerini örten alışkanlıklar, ön yargılar, gelenekler varsa sorun çıkar. İşte tam da burada büyüklerimizden duyduğumuz “Müslüman olmak hem çok kolaydır, hem de çok zordur” sözü işlemeye başlar. Bu sözü “kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız” hadis-i şerifi takip eder!

*

Sadece bu iki söz bile, Kuran’da ifade edildiği üzere “düşünenler için” ders alınması ve yaşama uygulanması gereken çok güzel nasihatlerdir.

*

Düşünenler için!

*

Düşünenler ile düşünemeyenler manayı anlama çabası ile şekilleri taklit edip geçme konusunda sorun yaşarlar.  

*

Yolunu bulmak için Kur’an-ı Kerim’i okuyanlar, Allah’ın en çok tekrar ettiği emrin, düşün, aklını kullan gibi emirler olduğunu anlar. Düşünme üzerinde düşünmeye başlar…

*

Bu başlangış beşerin, mahlukat seviyesinden insan olma seviyesine giden yolda düşünmenin önemini ortaya koyar, ancak sadece anlayanlar için. Allah Kuran’da “zan ile hareket etmenin ise günah olduğunu” da söyler, uyarır!

*

Kuran’a göre düşünme ve aklını kullanma, işin aslını anlamaya çalışma gibi cehd yani çaba gayret, Allah’ın en çok hatırlattığı, dikkat çektiği bir farzdır!

*

Buna rağmen, bazı Müslüman toplumlarda düşünmekten uzaklaştıran alışanlıklar kabul edilmiş, bu yönde bir gelenek oluşmuştur. Müslümanlar düşünmekten, sorgulamaktan, yeni fikirler ortaya atmaktan hatta işin aslını anlmaya çalışmaktan bile korkar olmuştur.

*

Öyle ki, bu durum eğitim - öğretim - okul karşıtlığına kadar gelmiştir. Üniversite sınavında birinci olan bir genç kızımız hakkında çıkan haberin altına yapılan yorumlar bunları düşündürdü bana… O haberdeki başarıyı görmek yerine, başka şeyler gören beşerin insan olma yolunda kaybolarak, mahlukat seviyesinde bocalamakta olduğunu düşündürdü.

*

Kuran’ı açıp, anlamaya çalılarak okusalar bir parça ders alırlardı; Nur Suresinin “Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Allah onların bütün yaptıklarından haberdardır.” Diyen 30. Ayetini anlamak zor olmasa gerek.

*

Tüm iffet ve namusu kadına yükleyen bazı erkekler, Kuran’ın manası ile ahlaklanmayan bazı erkekler, kadınlar kadar bile adam olamıyorlar, nasıl insan olsunlar ki?!. Oysa Kuran, beşer olan kişiyi mahlukat seviyesinden alıp insan olma seviyesine yükseltmeye çalışıyor. Düşünen ve anlamaya çalışanları tabi.. Bunları anlamadan dinimizi siyasete alet edenler hariç, anlayanlara selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi