Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Milletçilik ve Irkçılık

Milliyetçilik ile ırkçılık arasındaki farkı anlamadan büyüyen ve gerek İslam düşmanı emperyalistler eliyle ve gerekse ümmetçi görünen İslamcılar eliyle milliyetçilikten uzaklaştırılanların, müslümanlaşmaya çalışırken farkına varmadan Araplaşanların kafaları çok karışık.

*

Tarihten ders alalım; Osmanlı döneminde cepheye gidenlerin, Osmanlı uğruna, vatan uğruna, hilafet uğruna, ümmet uğruna şehit olanların büyük çoğunluğu Türk evladıyken, Osmanlı başkentinde devleti yöneten saraydakilerin, devlet yöneticilerinin büyük çoğunluğu devşirmeydi.

*

Osmanlının yüz binlerce evladını şehit vermesine rağmen Birinci Dünya Savaşını kaybetmesi bu yüzdendir. Yani şehide (şehidine demek isterdim) sahip çıkmayan, şehide lâyık olmayan devlet yöneticileri yüzünden. Bunların günümüzde yaşayan torunları, sorunlarımızın kaynağını bulmak ve çözüm aramak varken, dikkati başka yönlere çekme görevine devam ediyorlar.

*

Osmanlı İmparatorluğunu parçalamak ve yıkmak için farklı milletlerin ve henüz millet olamamış halkların milliyetçi duygularını ayrılıkçılık için kullanan İslam düşmanları, bu parçalanma ve yıkım içinden milliyetçi duygular ile Türkiye Cumhuriyetini kuranları ırkçılık ile suçlamış olması kafa karışıklığı değilse ihanettir. Ya bunlara kananların durumu nedir? Dikkatle üzerinde durulması gereken hayati bir soru değil mi? Devşirmelerin yönettiği Osmanlı Devleti, Türkleri etrak-ı bi idrak diye tanımlıyor. Bu sözün anlamını ve kaynağını araştırmak öğrenmek her Osmanlıcının, her Türkün boyun borcudur.

*

Milliyetçilik ile ırkçılığı aynı kefeye koyarak konuşanlar, ezberlediği sözleri manasını düşünmeden, sorgulamadan bilinçsizce tekrar edenler iyi niyetli de olsalar hainlere hizmet etmekteler. Kişinin duyduğu bir sözü doğruluğunu araştırmadan başkalarına aktarması ona yalan olarak, günah olarak yeter hadis-i şerifini hatırlayalım.

*

Irkçılık ve milliyetçilik arasındaki fark çok incedir, yanlışlıkla karıştırılması normaldir ama bu yanlışlığın bedeli çok ağırdır. Bir de aramızda kasten yanlış konuşanların varlığı bu bedeli daha da ağırlaştırmaktadır. Bu ince farkı ben şöyle izah etmeye çalışıyorum;

*

"ırkçılık, milletim üstündür diyerek böbürlenmek ve diğer milletlere karşı efelenmek, kendini büyük göstermek, kibirlenmektir"… İslam’a göre günah olduğu gibi insanlığa göre de ayıptır. İnsani bir duygu değil daha ziyade hayvani bir iç dürtüdür ırkçılık… Particilik, hemşericilik, cemaatçilik, tarikatçılık, akrabacılık, yandaşlık gibi şekillerde adam kayırmak da ırkçılığın şubeleridir.

*

Oysa "milliyetçilik, mensubu olduğu milletin üstün gelmesi için daha çok çalışmaktır, daha çok okumaktır, daha çok araştırmak, işin aslını anlamaya çalışmak ve milletine yararlı bir insan olmaktır". Bunun günah bir yanı olmadığı gibi son derece insani bir duygudur. Milleti geliştiren bağımsızlık kurumunun kıvılcımıdır milliyetçilik duygusu.

*

Dünyayı yöneten ülkeler bazen ırkçılığa da kayan, temelde milliyetçi duygulara sarılarak gelişmiş, kalkınmış ve güçlenmişlerdir. Bir dönem milliyetçilik sınırından taşarak, üstün ırk böbürlenmesi ile ırkçılık yapan Alman ve Japon milletleri tarihin en büyük cezalarını yemişlerdir.

*
Bize düşen ırkçıların vahşi oyunlarına karşı uyanık olmaktır. Bunun yanında Ümmetçi görüntüsüne girerek, Osmanlıcılık maskesi takarak milliyetçi düşmanlığı edenlere, Türk düşmanlığı edenlere karşı olduğumuz kadar milliyetçi görünüp İslam düşmanlığı edenlere karşı da özel bir uyanık içinde olmamız gerekiyor. Zira müslümanlık hiçbir milletin tekelinde olmadığı gibi, günümüz şartlarında Türk düşmanlığı, İslam düşmanlığının ta kendisidir… İşin aslını arayanlara selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi