Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Konuşarak Mı Koklaşarak Mı?

Tarihin derinliklerinde insanlık geliştikçe yollar gelişmiş, ulaşım sayesinde medeniyet ilerlemiş, farklı medeniyetler birbirleri ile tanışmış, karışmış. Karışmayanlar kavgaya tutuşmuş… Bazıları da kavgadan sonra anlaşmış, karışmış.

*

Konuşarak olmamış, koklaşarak olmamış, tepişerek olmuş anlaşma bazen.

*

Peki, insan ömrü yeter mi buna?

*
Kendi içinde sağlıklı iletişim kurabilen medeniyetler, kendi içinde sağlıklı iletişim kuramayan medeniyetlerden daha hızlı gelişmişler.

*

Çünkü farklı fikirlerin doğru iletişim ortamında karşılaşmasıyla doğan enerji uzlaşma, bilgi, adalet, işbirliği, bilim, teknoloji ve kalkınma gibi şekillerde ortaya çıkmış ve içinden çıktığı medeniyete güç vermiş.

*

Bu enerjiyi ortaya çıkaramayanlar ise kavga, gürültü içinde boğulmuş, yok olmuş gitmiş.
*
Basit bir konuşmada bile doğru anlaşılma ihtimalini en iyi şartlarda dokuzda bir olduğunu söylüyor uzmanlar. Şöyle ki;
Kendinizi konuşan olarak düşünün;

  1. Söylemek istediğin şey,
  2. Ağzından çıkan kelimelerin taşıdığı anlam(lar),
  3. Söylediğini zannettiğin şey.

Kendinizi dinleyen olarak düşünün;

  1. Anlamak istediğin şey,
  2. Duyduğun kelimelere yüklediğin anlam,
  3. Anladığını zannettiğin şey.

*

Bu üçer ihtimalin doğru şekilde birleşme ihtimali dokuzda bir oluyor. Yani doğru iletişim kurabilmek aslında tam bir mucize. Bu yüzden anlaşmak mutluluk, huzur ve barış getirirken, anlaşılmamak veya yanlış anlaşılmak kavga ve dövüş getiriyor.

*

Bu durum bir medeniyeti oluşturan her bireye ek bir sorumluluk yüklüyor bence.

*

Atalardan öğrendiğimiz sözleri dikkate alarak başlayabiliriz. Örneğin;

  • Kavganın kazananı olmaz.
  • Kavgada taraflardan birisi daha az kaybetmeyi kazanç olarak görüyor olabilir, bu tuzağa düşmemek gerekir.
  • Kavganın asıl kazananı ya kavgayı çıkaranlar yani organize edenler arasında ya da kavgayı izleyenler arasında olur.

*

Kavgacı tipler en çok, anlamadığını anlamaya çalışmak için anlama kapasitesini artırmaya çalışmak yerine, anlamadığı şeyi inkar veya reddeden, anlamadığı kişiyi dışlayan veya ötekileştirenler arasından çıkıyor. Bunlar ağacı içeriden kemiren kurtçuklar gibi yaşadıkları medeniyete düşmanlık ettiklerini fark etmiyorlar.

*

Bunlardan olmamak umudu ve duası ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi