Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Hayaller AB Gerçekler OD

Gündem o kadar toz duman altındaki neler döndüğünü anlamak için özel çaba gerekiyor. 2015 yılından bir yazımı anımsadım “Hedefler AB, gerçekler OD” demiştim. Bilmeyenler için açalım, “ab” eski Türkçede “su” demek, “od” ise “ateş” demek. Günümüzde ise “AB” Avrupa Birliğinin kısaltması “OD” ise Orta Doğunun kısaltması oluyor.

*

AKP iktidara gelirken ve ilk iktidar yıllarıda AB ile çok uyumluydu, AB standartlarını uygulamaya  yönelik politikalar takip ediyordu. Papa heykeli altında imza atmaktan çekinmiyordu. Nasıl oldu da AB hayalinin yerini OD bataklığı alıverdi?

*

Nasıl geldik bu hallere anlamak için özel çaba gerekiyor gerçekten? İşin aslını anlamaya çalışmak yerine görüntüye söylentiye kanarak rahat etmeyi seçen kitle ne yapıyor? Su peşinde koşarken, ateşe nasıl düştük diye merak etmiyor mu?

*

Aklın zeka becerisi yerine ezber becerisini besleyen eğitim modelinde yetişen kişilerde işin aslını aramak, gerçeği anlamaya çalışmak gibi bir çaba kalmıyor maalesef. Anlamak ile kanmak arasındaki farkı anlamadıkları için kanmakla inanmak arasındaki farkı da anlamıyorlar. Toza, dumana, lağım kokusuna alışıyorlar zamanla.

*

Aldıkları eğitim  gereği aklını zeka ile değil de ezber ile kullananlar sanatçı ile eğlendirici arasındaki farkı sorguluyor mu? Aradaki farkı ortaya çıkarıyor mu? Peki böyle temel konulara kafa yormayanlar, hukuk ile kanun arasındaki farkı, bağı anlıyor mu? Bunlar hukuk devleti ile kanun devleti arasındaki fark hakkında ne düşünüyorlar acaba?

*

Peki yaklaşık 4000 bin yıl önce yazılmış olan Hamburabi Kanunları ile Allahın Şeriat hükümleri arasındaki biliyorlar mı? Allah’ın Kur’an-ı Kerim’deki şeriat hükümleri ile Arabın örfünü birbirinden ayırıyorlar mı? Bu ayrımı yapamayanlar kimin şeriatını getirecekler?

*

Şeriatı anlamayanlar demokrasi ile saltanat arasındaki farkı anlar mı? Şeriat adı altında saltanatı savunanlar, saltanat uğruna peygamber (sav) torunlarının katledildiğini, saltanat uğruna evlat, yeğen, kuzen, kardeş katliamı yapıldığını bilmiyorlar mu?

*
Hal böyleyken, demokrasiyi dine karşıymış gibi anlatanlar da nereden çıkıyor, kim bunlar, kime hizmet ediyorlar? Demokrasi bir din değil ki İslam’a nasıl karşı olsun, niçin ters olsun? diye sormuyorlar mı?

*

Bunlar değil miydi, alnı secdeye giden adamdan zarar gelmez diyenler? Bizim çocuklar diye devlet kadrolarına yerleştirdikleri adamlar yapmadı mı bir sürü kumpası, haksızlığı, hırsızlığı hatta 15 Temmuz melanetini? Hani neredeler şimdi?

*

Bir bakın gündeme, sakal, sarık, türban altında neler yapmış birileri? İddia mı iftira mı? Ya yalanlayın da üzerine gidin temizleyin. Millet sizden Müslümana yakışır bir adalet bekliyor. Susmak, görmezden gelmek de ne oluyor?

*

Şunu da iyice anlayın ve anlatın, Müslüman olmak yetmiyor esas olan mümin olmaktır Kuran’a göre! Aynen peygamber (sav) efendimizin ilk ve en büyük sünneti olduğu üzere “el-emin” olmak! Yani kendisine güvenilen, kendisinden emin olunan kişi olma seviyesine yükselmesi gerekiyor müslümanım diyenlerin. Şekil ve görüntüler ile durumu kurtaran iki yüzlü, takiyeci değil, özü sözü bir mümin olmak gerekiyor.

*

Aksi halde müslümandan hain olmaz diye inananlar müslüman kılığında gezen hainlerin tuzağına düşüyorlar. Bu vebali artık kimse taşımak istemiyor. Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi