Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Hangi Osmanlı

Hangi Osmanlının torunu olduğu hakkında düşünemeyenler Türkiye Cumhuriyeti hakkındaki gerçekler ile yalanları ve iftiraları ayırt edebilir mi? Yalancıların gerçek niyetini anlayabilir mi?

*
Güncel olaylardan bu düşüncesizliğin sonuçlarına bakalım;

Başını örtmek ile beynini kapatmak arasındaki farkı anlamadan başını örten birisi hakkında çıkan yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet iddialarından aklanmak için mahkemeye başvurmuyor ancak saçının teli için ahlak timsali sözler ediyor. Niçin çıkıp mahkemede aklanmayı tercih etmiyor, iddialar asılsız ise iftira davası açabilir pekala!

*

Bir başka kızımız, İstanbul’da şoförünün bayılması sonucu yaşanan metro kazasını haber yaptığı iddiası ile yayınlanan görüntüde, “kazada binlerce yaralı ve sayılamayacak kadar ölü var” diyerek nasıl bir beyin kapama operasyonu altından olduğunu gözler önüne seriyor. Yazıl değil mi bu çocuklara nasıl kıyıp da salıyorsunuz yalan haber yapmaya…. 2 tane metrobüs alsa alsa kaç kişi alır diye sorsa tuzağa düşmeyecek? Ama sorgulayacak olgunlukta bile değil daha.

*

Bunlar bir yana, peygamber (sav) efendimizi öldürmek için kiralık katil tutan ve kiralık katil olmayı kabul eden Arapların da sakallı olduğunu bilmez gibi, sünnet adı altında sakal bırakarak Müslüman olması şekle ve görüntüye indirgeyenlere kanan gençlerimiz, peygamberimizin en büyük sünnetinin “el-emin” yani dürüst, güvenilir, kendisinden emin olunan kişi olduğunu niçin öğrenmez?

*

Şimdi bunları öğrenmeyen, merak etmeyen sorgulamayan karderşlerimiz tarihin gerçekleri ile yalanlarını ayırt edebilir mi?

*

Osmanlının kuruluş yükseliş dönemindeki fetihten fetihe koşan padişahlarımız ile övünmek yerine,

Tarihin en büyük toplarını yaptırarak çağ kapayıp çağ açan padişahımız ile övünmek yerine,

Osmanlının ekonomik olarak çöktüğü,

Osmanlının devlet olarak vergi toplama yetkisinin (düyun-u umumiye ile) düşmana teslim edildiği,
Osmanlı ordusunun komuta kademesini haçlı bakiyesi Alman subaylara teslim edildiği,

Devasa topları yapan dedelerinin aksine topun, tüfeğin düşmanlardan satın almak zorunda kalındığı,
Düşman ülkelerden kredi alındığı ve en çok toprağın kaybedildiği dönemin,

Ve hatta, İstanbul’a yürüyen Rus ordusunun durdurulamadan Yeşilköy'e kadar geldiği ve buraya Moskof abidesi denen anıtı dikmesinin önlenemediği dönemin padişahı ile övünmek için kimin gazına geliyoruz be kardeşim!?

*
Geçmişimizdeki zaferleri ballandıra ballandıra anlatanlar tarihimizde ders almamız gereken hezimetleri ve yanlışları görmemizi engelliyorlar. Bunlar günümüzde de farklı şekillerde ama aynı amaç için kandırmaya devam ediyorlar. Günümüzü anlamaktan aciz kişilerin tarihimiz için kavga etmesi kime yarıyor?

*
Bunlara kananlar arttıkça, düşman cephede kaybettiği savaşın intikamını almaya daha çok yaklaşıyor.

*

Bir daha düşünmeye değmez mi kardeşim? Osmanlı da bizim Cumhuriyet de, Vahdettin de bizim Atatürk de… Birini övmek için diğerine sövmek gerekmiyor. Tarihin gerçekleriyle yüzleşmen için düşman yalanlarını tarih diye anlatanlara kanmayı bırakman gerekiyor. Onların yalan ve iftiralarına kanarak sövdükçe onların planına hizmet ettiğini fark etmen gerekiyor.

*

Bir de şunu anlamak gerekiyor, Müslüman olandan hain olmaz ancak hainler Müslüman olmuş gibi konuşuyor,  Müslüman kılığında, Müslüman adı altında kandırıyor. Kanmayı bırakıp işin aslını arayanlara selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi