Önceki gün, bir deprem korkusu daha yaşandı Konya’da… Kendini hatırlattı deprem.
*
Hatırladık ki; Deprem öldürmüyor, depremde yıkılacak kadar çürük binalar öldürüyor. Malzemeden çalarak çürük bina yapan hırsız müteahhitler öldürüyor.
*
Bir de bu katillerin suç ortağı olarak, daha fazla kazanma hırsı ile gözü dönen, dükkanında alan kazanmak için binayı taşıyan kolonları kesecek kadar körleşen, insanlıktan çıkan arsız açgözler var… İnşaat alanı kazanmak için orman yakan hainlerin bir türü bunlar da …
*
Hatırladık ki, tepki vermek yerine tedbir almak gerekiyor. Önceki acılardan aldığımız dersleri unutmamak gerekiyor…
*
Deprem olmasın diye dua etmek yetmiyor. Depremi, depremin sahibi olan Allah’a şikayet etmekte depremler durmuyor. Depremleri durdurmak için değil ama yıkımı durdurmak için dua etmeyi de öğrenmek gerekiyor.
*
Örneğin, aramızdan hırsız müteahhitler çıkmasın diye dua etmek, aramızdan binayı taşıyan kolonu kesecek kadar açgözlü alçaklar çıkmasın diye dua etmek gerekiyor.
*
Bu ettiğimiz duaları, geleceğin büyükleri olan çocuklarımızın zihnine sokmak ve onları, malzemeden çalan hırsız müteahhitlerden olmamaları yönünde eğitmek gerekiyor.
*
Deprem doğal bir afettir, sünnetullahın bir parçasıdır… Dünyanın her tarafında olur. Yedi şiddetinde bir deprem bazı ülkelerde burun bile kanatamazken, bazı ülkelerde milli felakete sebep olur..
*
Daha tehlikelisi kafalarda oluşan fay hatlarıdır. Doğada depremler anlık olur… Zamanla yıkılan binaların yerine yenileri yapılır, hayatını kaybedenler unutulur, ateş düştüğü yeri yaktığı ile kalır…
*
Ancak, zihinlerdeki fay hatları öyle değildir, kafalardaki depremler anlık olmaz yıllara yayılır, yıllar geçtikçe zararı çoğalır ve yavaş yavaş milleti alıştırarak yok eder... Bu yıkımı önlemek için dini şekillere verdiğimiz önem kadar dinin manasını öğrenme ve anlama çabasına da önem vermemiz gerekir…
*
Öyleki, zihninde fay hattı taşışanlar depremde yıkılan binaların suçunu hırsız müteahhitlerde aramak ve tekrarını önleyecek şekilde cezalarını vermek yerine, depremi ve ölümleri çürük binaya değil de zinaya bağlayan kafalardır ve bunlar ancak hırsız mütahitlerin keyfine hizmet ederler. Hem de Müslüman gibi konuşarak. Ne acı değil mi?!
*
Allahım bizleri, sünnetullahı anlayacak kadar aklını kullanmaktan aciz, cahilliğinden habersiz şekilde, suçu ve suçluyu öven konuşmaları marifet zanneden ahmaklardan eyleme. Bizleri bu ahmakların cahilliğine karşı koru…
*
Cahillik ve ahmaklık ile hainlere hizmet etmeyi bırakmak isteyenler, ettiği duaya bir daha baksın ve Allahın verdiği aklı, layıkı ile kullanarak dua etmeyi öğrensin!
*
Özellikle hocalar, Allahım milletimizi depremden koru demek yerine, Allah’ım milletimizi malzemeden çalan hırsız, arsız, açgözlü, utanmaz müteahhitlerden koru (amin)… Kolon kesen alçaklardan koru (amin) diye dua etmeye başlasın… Elbette, bizleri malzemeden çalan ve kolon kesenlerden eyleme Allahım (amin) diye de eklemeyi unutmasın…
*
Duanın da bir mekanizması vardır sünnetullaha göre. Düşünerek edilen dualar kabul edilir çünkü düşünerek edilen dualar insana, tepki vermek ile yetinmenin yanlış olduğunu öğreterek tedbir almak üzere harekete geçirir.
*
Bu mekanizmaya göre, ettiği duanın gerçekleşmesi için harekete geçmeyen kişi Allah katında din taciridir, bunların duası kabul olmaz! Bunların duasına amin demek, bunların sözlerine sorgulamadan kanmak en basit ifadesi ile İslama hizmet(!) görüntüsünde kandırarak aslında İslam düşmanlarına hizmet edenlere teker veya baston olmaktır… Müslümanların aklını kullanma seviyesinde yükselmeyi öğrenmesi duası ile…
