Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Anmak ve Anlamak

 

 

Milliyetçilik üzerindeki ayaklar çekilip ırkçılık üzerine basılmalı. İlkel ırkçılık dürtüsü ile insani bir duygu olan milliyetçilik arasındaki fark anlaşılmalı. Anlayanlar milliyetçilik duygusunu ayaklar altından, başlar üstünde taşır ve particilik gibi, cemaatçilik, hemşericilik, tarikatçılık, akrabacılık, adam kayırmacılık vb davranışların ilkel bir dürtü olan ırkçılığın sinsi şubeleri olduğunu anlar. Irkçılık tüm şubeleri ile birlikte ezilmeli

*

Milliyetçilik bir dürtü değil, son derece insanî bir duygudur ve milletlerin kalkınması için gereken kıvılcımdır, heyecandır, tutkudur. Örneğin, 1919 yılında bugün Samsun'da ateşlenen kıvılcım milliyetçilik duygusunun eseridir ve ateş olup düşmanı vatandan kovmuştur. Ancak ırkçı milletler, bu kıvılcımı bugün bile söndürmek istiyor.

*

Yüce bir duygu üzerine kahramanca icra edilen Kurtuluş Savaşı sonunda Türkiye Cumhuriyetini kuranlar mozaik değil, alaşım olmuştur. Mozaik, darbeler ile kırılabilir, dağılabilir ama alaşım öyle değildir… Ve bu şekilde oluşan Türk milleti yüksek vasıflı bir alaşım olduğunu defalarca göstermiştir.

*

Anlaşılması gereken, Müslümanların millet bilinci ile gelişip organize olmadıkları sürece milletler üstü bir kimlik olan İslam ümmeti güç kazanamayacaktır...

*

Ümmetçilik adına milliyetçilik duygularını küçümseyen, milliyetçiliği ırkçılık ile karıştıran ve ayaklar altına alanlar, bu yanlış anlayış ile aslında kime hizmet ettiklerini bir daha düşünmelidir.

*

Düşünmenin sağlıklı olabilmesi için, tarihteki olayları ve kararları bugünün imkanları ve şartları ile değil, o günün imkansızlıkları ve şartları ile yorumlamak gerektiği anlaşılmalıdır… Örneğin; “…Ben 1919 yılında Samsun’a çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız Büyük Türk Milleti’nin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran, yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu kuvvete, bu Türk Milleti’ne güvenerek işe başladım…” diyen Mustafa Kemal Atatürk bir insan olarak yanlışları ve doğruları ile birlikte putlaştırılmadan anılmalı, anlaşılmalı ve anlatılmalıdır.

*

Entrika ve komplo teorilerine, düşman yalanlarını tarih diye yutturanlara, dağlar kadar doğruların pire kadar yanlışlar ile örtülmesine fırsat verilmemelidir… Yanlışlar düzeltilmeli doğrular güçlendirilmelidir.

*

Gençliğini yaşayamamış bir neslin canı pahasına yeni nesil gençlere bıraktığı mirasın temelinin atıldığı 19 Mayıs’ı bayram olarak kutlamamızı sağlayan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını saygı, minnet ve rahmet ile anıyorum.

 

ANMAK VE ANIT

Sanat ile zenaat arasındaki farkı anlayacak kadar düşünmeyenler, sanatçı ile çengi arasındaki farkı anlayacak kadar düşünmeyenler anıtları put zannediyorlar. Anıt, tarihten ders almamız gereken olaylar ve kişileri anmak için yapılan sanat eserleri olarak rölyef, resim veya heykel şeklinde ortaya çıkabilir. Bunlara geçmişimizde unutulmaması gereken acılardan ders almamız için hafızamızı canlı tutmak üzere yapılmış ANI’T eserler gözü ile bakmalı ve put diyenlerin aslında biz tarihimizden koparmak isteyen işbirlikçiler ve onlarca kandırılmış kişiler olduğunu fark etmeliyiz. Bunlar kimin hizmetindeler sormalı ve cevaplarını anlatmalıyız.

 

İNGİLİZİN ARAP’I

Yakın tarihte Lavrense adında bir İngiliz casusu vardı. Müslümanları parçalamak Türk imparatorluğunu yıkmak için çalışmış binlerce ajandan sadece birisi ancak, Arapları Türklere karşı kışkırtmak ve Arapları İngiliz himayesinde örgütlemek görevlerinde en başarılı olanı. İşte o kişi kuruluşuna engel olamadığı Türkiye Cumhuriyeti 1936 yılında 19 Mayıs’ı kutladığı gün bir kazada öldü. Bu gün benim için bir anlam daha kazandı.

Anlayan, anarken anıtlaşmış olaylar ile anıtlaşmış kişilerden ders almayı bilenlere selam ve dua ile 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi