Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Anlamak İçin Bütünsel Düşünmek

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin düzenlediği konferansta, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selim Argun Müslümanlarının sorunlarını anlatırken, “İslam karştılığı İslam ülkelerinde bile var” demiş. Az bile demiş, gidip gördüğüm kadarı ile bazı İslam ülkelerinde İslam korkusu bile var aynen gayr-i müslim ülkelerde islamofobi olduğu gibi.

*
Son yazımda da ifade etmeye çalışmıştım; İslami Dayanışma Oyunları gibi spor etkinliklerinin yanında, İslam dünyasının sorunlarının da tartışıldığı düşünce temelli etinlikler de yapılmalıdır. Düşünmeyi bilmeden konuşan veya dinleyen Müslümanlar bu sorunların baş sebebidir. Nasıl olmasın ki! Anlamadığı bir şeyi inkar veya reddetmek yerine  anlamak için anlama kapasitesini geliştirmeye çalışmayan kişi çözüm değil sorun üretir.

*

Dün, hem İspanya’dan hem de Tanzanya’dan müşterilerim vardı. Konu ticaretten spora oradan da dine geldi… Uzun sözün kısası İslam karşıtlığının, İslam düşmanlarından ziyade hakikati anlamak, işin aslını aramak yerine söylentilere ve görüntülere kanan Müslümanlardan kaynaklandığı konuşuldu. Hayır diyebilecek var mı? Sayın DİB Başkan Yardımcısı da bunu anlatıyor işte.

*

Evvel zaman içinde, memleketin birinde tonton bir dede torunlarına masal anlatıyormuş; masalda, padişahın biri rüyasında denizin dibinde geziniyormuş. Uzakta dev bir karaltının kendisine “yaklaş ve gör beni, eğer beni anlarsan büyük güce ulaşacaksın” dediğini duyar gibi olmuş.

*

Padişah heyecanla karaltıya doğru ilerlemiş ve tam dokunacakken bir anda uyanıvermiş. Meraka kapılmış. Denizin dibinde böyle bir şey gerçekten var mı, bana nasıl bir güç verecekti? gibi sorular kafasına doluşmuş. Sonunda memleketin dört bir yanına tellallar göndermiş. “Duyduk duymadık demeyin, denizin dibindeki karaltının ne olduğunu padişahımıza anlatacak dalgıca ağırlığınca altın verilecektiiiiir” diye ilan etmiş tellallar.

*
Ülkenin dört bir yandan dalgıçlar gelmişler. Günlerce denizin dibindeki karaltıyı aramışlar. Bazıları “bişey yok burada” demiş vaz geçmiş, bazıları devam etmiş. Aramaya devam edenlerin hepsi de farklı bir şey söylemiş, kimisi o karaltı koca bir kayadır demiş, kimisi sadece iki kılınçtır demiş, kimisi karaltıyı halıya benzetmiş, orada sadece sütunlar var diyen de olmuş, karaltının boru gibi olduğunu söyleyen de hatta ucu püsküllü kırbaç gibiydi diyen bile çıkmış.

*

Her dalgıç, kendi anlattığının doğru olduğunu ispat etmek için yırtınıyormuş ancak padişah duyduklarından bir türlü tatmin olamıyormuş. Sabırla yeni dalgıçların anlatacaklarını beklemiş. Onca zaman geçmiş, sayısız dalgıç denizin dibine dalmış ama nafile, hiçbirinin söylediği diğerine benzemiyormuş. Hiç biri de padişahın rüyasında gördüğü karaltıya uygun bir şekil anlatamıyormuş. Hepsi de sadece kendi düşüncesinin doğru olduğunda inat ediyormuş.

*

Padişah bir gün danışmanlarını çağırmış ve umudunu yitirdiğini ancak merakını gideremediğini söylemiş üzülerek. Dalgıçların anlattıkları şekilleri yorumlamaya başlamışlar. Derken içlerinden birisi bu farklı şekilleri birleştirmeyi akletmiş. Şekilleri yerli yerine oturtunca kaya gibi gövdesi, kılınç gibi dişleri, kırbaç gibi kuyruğu, boru gibi hortumu, sütun gibi ayakları, halı gibi kulakları ile ortaya bir fil çıkmış.

*

İslam dünyasında da Müslümanlar bu dalgıçlara benziyor aslında çoğu Kur’an-ı Kerim’i bütünsel olarak anlamak için okumak yerine anlayabildiği birkaç ayeti rivayetler ve söylentiler ile süsleyerek anlatmaya koşuyor. Koşarken yaşamına uygulayamadığını fark etmiyor bile.

*

Sonuçta tek olan gerçeğin değişik açılardan görünen farklı silüetlerini görebilen Müslümanların sadece kendi gördüğü silüteti gerçek diye kabul ettirme çabasından çıkan Müslüman kavgası tozu dumana katıyor. Müslümanlar bile diğer Müslümanlardan emin olamıyor… Hal böyleyken İslamı Müslüman olmayanlara nasıl “tebliğ” edeceğiz? diye kimse düşünmüyor. Bu düşüncesizlik sonunda meydan asalım keselim konuşmalarını şeriat zannedenlere kalıyor. Kanmak yerine anlamak için düşünenlere selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi