Bir tanesi de daha çöpe gitti takvimlerin, yeni takvimden ilk yaprak da kopartıldı bile. Yeni yılda tüm insalık için öncelikle barış diliyoruz. Yeni yılda huzur, bereket, mutluluk bekliyoruz da bunlar için ne yapıyoruz? Sorusu geldi aklıma yine…
*
Cevabı bulmanın yolu, yeni yılda başkaları ile uğraşmayı bir kenara bırakıp kendimize bakmayı öğrenelim bence.
*
Hem şikâyet ediyoruz hem tembelliğe devam ediyoruz.
*
İtiraz ve şikâyet, suçu ve kusuru başkasına atmak kolayımıza gidiyor ancak iş kendi kusurlarımızla yüzleşmeye gelince bir tembellik çöküyor üzerimize. Yeni yılda çökmesin!
*
Geçen yılın dikkat çeken son olayları;
- İsrailin Filistinde sürdürdüğü katliama vahşet seviyesini artırarak yenisini eklemesi. - Buna karşı toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı’nda başını Suudi Arabistanın çektiği dört Müslüman ülkenin İsraile ambargo konulmasını engellemesi.
- Kuruluşunun yüzücü yılının kutlayan Türkiye Cumhuriyeti futbol federasyonunun bu yılın en büyük derbi maşını o Suudi Arabistan’da oynat isteği sonucu yaşanan rezalet.
*
Hatırlamayanlar için, İsrail’in başkentini Kudüs’e taşıması ve ABD'nin 2018 yılında bunu kabul ederek büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması sonrasında, bu durumu protesto eden Filistinlilere ateş açarak 60 kişinin ölümüne yol açması yüzünden İsrail’den büyükelçimizi geri çekmiştik…
*
4 yıl sonra tekrar büyükelçi atadık. Peki niçin? İsrail başkentini Kudüs’ten Tel Aviv’e geri mi aldı? İsrail Filistinlileri yaşam hakkı için garanti mi verdi? İsrail’in Kudüs üzerindeki egemenliği dünya çapında kabul görmemişken ve İsrail başktektini Tel Aviv’e geri almadıysa niçin barıştık? Barışacaktıysak, niçin küsmüştük?
*
Kimler yönetiyor bu süreçleri? Bu sorular, akılsız başın cezasını ayaklar çeker atasözümüzü hatırlat mıyor mu size?
*
Küsmek de barışmak da taktik akıl ile değil stratejik akıl ile alınması gereken kararlardır. Bu da düşünce üzerinde düşünmeyi ve düşünceyi geliştirmek için medeniyet seviyesinde tartışabilmeyi gerektirir.
*
Bunu yapamayan kafa,
- Kudüs’te barışı tesis edebilir mi?
- Riyad’da derbi maçı oynatablir mi?
*
Bunu yapamayan kafa, mensubu oldukları halkları, millet seviyesinde geliştirmeden, milletler üstü bir birlik olan ümmeti kurabilir mi? Milletin tanımı üzerinde anlaşacak kadar tartışamayanlar, ümmetin ne demek olduğunu anlayabilir mi?
*
Elindeki taşı, kumu, çimentoyu sağlam ve düzgün tuğlalar yapmak için kullanamayanlar, düzgün duvarlar örebilir mi? Düzgün duvarları olmayan bina yükselir mi? Yükselecek kadar sağlam ve düzgün olmayan binalar, binaları koruyucak çatıyı taşır mı?
*
Peki, aynı kafa, yaşadığı coğrafyadaki dört mevsim ile övünürken, mevsimleri oluşturan güneş hareketlerini esas alan takvime karşı çıkıp, iki mevsimli bir coğrafyanın ay takvimini istemekteki çelişkiyi fark eder mi?
*
Bunu dinin bir gereğiymiş gibi anlatanlara cevap verebilir mi? Ya şuna ne der acaba bu kafaya kananlar, ay takvimi kullanıyor diye İslam düşmanı ülkelere sempati duymalı mı müslümanlar? Filistin canisi İsrail’e sempati duyan Müslümanlar var ya! Fazla da garip olmamalı bu bu soru bence.
*
Takvim bir din, iman meselesi değildir, bir iklim ve coğrafya meselesidir neticede.
*
Huzur, bereket, mutluluk yanında bilinç getirmesi dileği ile yeni yılınız kutlu olsun.
