Muhammed Mustafa Çetinkaya
Vefasızlığın Gölgesinde
"Her şeyi unut ama vefasızlık ve nankörlüğü unutma..." Ne kadar da doğru ne kadar da acı bir gerçek bu sözlerde gizli. Günümüzde, vefasızlık adeta bir salgın gibi yayılmış durumda. İyilikler karşılıksız kalıyor, fedakârlıklar unutuluyor.
İnsanlar, bir zamanlar değer verdikleri her şeyi bir kenara atıp, yeni arayışlara giriyorlar.
Peki, neden bu kadar kolay unutuyoruz? Neden iyilik karşılığında kötülük yapmaktan çekinmiyoruz?
Vefasızlık, bir kalbin en derinlerinde yarattığı bir yara gibidir. İyilik yaptığınız insanlardan gelmesi, o yaranın tuz basılması gibidir. Fedakârlıklarınızın karşılığını görmemek, umutlarınızı birer birer söndürür. Hayatın anlamını sorgular, kendinizi yalnız hissedersiniz.
Bir zamanlar birlikte güldüğünüz, sırlarınızı paylaştığınız insanlar, bir anda size yabancılaşabilir. En yakın sandığınız dostlarınız, arkanızdan iş çevirmeye başlayabilir. Bu durum, insanın güven duygusunu sarsar ve hayata karşı olan inancını zedeler.
Bu vefasızlığa karşı nasıl durmalıyız? Öncelikle, vefasız insanların varlığını kabul etmeliyiz. Herkesin aynı karaktere sahip olmadığını, bazı insanların sadece kendi çıkarlarını düşündüğünü anlamalıyız. İkincisi, iyilik yaparken karşılığını beklememeliyiz. İyilik yapmak, kendi iç huzurumuz için yapmamız gereken bir şeydir. Üçüncüsü, vefasızlığa maruz kaldığımızda kendimizi suçlamamalıyız. Hatayı biz değil, karşımızdaki kişi yapmıştır.
"Her şeyi unut ama vefasızlık ve nankörlüğü unutma..." Bu sözü bir hatırlatma olarak almalı ve hayatımızda vefasızlığa yer vermemeliyiz. Aynı zamanda, vefasızlığa uğrayanlara karşı duyarlı olmalı ve onlara destek olmalıyız. Unutmayalım ki, iyilik zinciri kopmamalı, vefa duygusu her zaman canlı kalmalıdır.