Osman Nevres Yılmazlar
Tuz Gölü’nü Kurtaralım
Yerbilimciler Tuz Gölü İçin Şöyle Diyor:
Tuz Gölü Havzasının dinozorların yaşadığı son döneme şahitlik ettiğini belirterek; bugün karşımızda duran göl Akdeniz’in annesi denilen Tetis Denizi’nin kalıntısıdır .Havza ter kabuğunun yavaş hareketleriyle yükseldi ve bugünkü halini aldı.
Tuz Gölü 1665 km2 lik alanıyla Ankara, Konya ve Aksaray illeri sınırlarında yer almaktadır. Van Gölü’nden sonra ülkemizin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü:
1.Birinci derece sit alanıdır,
2.Özel Çevre Koruma Bölgesi’dir
3.Önemli bir kuş alanıdır. Filamingonun ana üreme, Sakarcanın 2. Önemli üreme alanıdır.
4.Tuz Gölü, Dünya Mirası listesinde yer almaktadır.
5.Tuza dayanıklı türler açısından önemli bir “Genetik Rezerv Alanı” dır.
Filamingoların da yaşam alanı olan göl, yer altı suyu akışı ile üzerindeki gözeneklerden
Beslenerek hayatta kalıyor.
Ülkemiz tuz ihtiyacının % 40 ı Tekel tarafından kurulan 3 adet tuzla tarafından üretiliyordu. Bu tuzlalar 2006 yılında özelleştirildi. Gölden daha fazla tuz çıkarılması için 2011 yılında ihale yapılarak 10 yeni tesis kurulması için göl parsel parsel bölündü. 1.derece doğal sit alanı olmasına ve 1/50.000 ölçekli planda yeni madencilik faaliyetinin yer almamasına rağmen bu işlem yapıldı. Çevresel Etki Değerlendirme ÇED Olumlu raporları her defasında mahkemelerce iptal edildi. Çevre Mühendisleri Odası davaları sürekli takip etti. Buna rağmen hatalı çalışmaların önü sürekli Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca açıldı.
Tuz Gölünde mevcut 3 tuz üretim tesisine ilave olarak; yan yana planlanan 10 yeni tuzlanın Tuz gölüne ve çevreye etkileri kümülatif olarak değerlendirilmediği görülmektedir. ÇED raporlarında bu bilgiler yer almamaktadır.
İhale öncesinde DSİ 4.Bölge Müdürlüğü önemli bir uyarı yapmıştır.
“Tuz Gölü ve çevresinde gerek yerüstü su kaynakları ve gerekse yer altı su kaynakları açısından su bütçesi göz önüne alındığında, yeni tuzlalar için gerekli su temini ile ilgili tedbirler alınmadan yeni tuzlaların işletilmesi uygun görülmemektedir."
İhaleler öncesinde Tuz Gölü’ndeki en önemli sorun DSİ’nin vurguladığı gibi su yetersizliği iken; ihaleler sonrasında 10 yeni işletmeye göl parsellendikten sonra en önemli sorun değişmiş yeni firmalarca havuz oluşturmak ve yol yapmak amacıyla göle taşınan hafriyat olmuştur.
Sorunun başlangıcı 2011 yılından itibaren tuz üretiminin özel sektöre devredilmesidir. Yavşan, Kayacık, Kaldırım tuzlalarında tekel tarafından üretimi özelleştirilmiş ve ilave olarak göl içinde 10 yeni üretim izni verilmiştir. Yeni ruhsat sahipleri 6 metre genişliğinde 3 metre yüksekliğinde havuz oluşturup gölün diğer bölgelerinden bu havuza su çekmeleri bütün dengeleri alt üst etmektedir. Bu havuzların oluşumu için göle taşınan hafriyat 2.340.000 m3 tür.Bu hafriyat göldeki gözenekleri kapatarak suyun aşağı yukarı hareketini ve dolayısıyla tuz üretimini düşürecektir. Havuzların hafriyatla oluşturulmasına Çevre Bakanlığı nasıl müsaade etmiştir ? Ayrıca göl yüzeyinin 1 Milyon m2 ye yakın bölümü hafriyatla kapatılmış durumdadır.
Tuz Gölü’ndeki bu uygulama bir an önce sonlandırılmalıdır.
Aksi halde milyonlarca yılda oluşan önemli bir doğal kaynağımız yok olur.
Hoşça kalın.