Yılmaz Sandıkcı
Türk Moğol Kürt
ABD’nin ve AB'nin Orta Doğu'da yapmak istediklerini anlamayanlar günümüzdeki tabloya uzaktan ama tarihin ışığı ile baksın.
*
Geniş bakmayı ve derin düşünmeyi öğrensin.
*
Türkler, Asya'nın en doğusundaki Moğollar ile de, en batısındaki Kürtler ile de anlamlı işbirlikleri kurmayı başarmış hatta bu işbirlikleri milletlerarası bir kaynaşmaya, hatta akrabalığa dönüşmüş olduğunu görüyor musunuz?
*
Bu tür işbirlikleri “parçala, böl, yönet, asimile et, edemezsen yok et ve kalanları ve yut” türü politikaları benimseyen batılının sevmediği ve bozmak için çalıştığı iyi ve güzel şeylerdir…
*
9. yüzyılda, dönemin İslam Halifesi, Asya'nın batısına ulaşan müslümalaşmış Türkleri, İslam Devleti ile Roma İmparatorluğu arasındaki sınır bölgesi olan bugünkü Irak’ın kuzeyinde bir tampon bölgeye yerleştirmişti. Türkler burada kendilerinden daha önce Müslüman olan Kürtler ile kaynaştı.
*
Türkler, bu gölgede İslam devletinin sınır güvenliğini sağladıktan sonra Roma İmparatorluğunu batıya doğru geriletti, Anadoluyu müslümanlaştırdı. Avrupalılar bu sebeple coğrafyanın adını taaa 8 yüzyıl önce Türkiye olarak değiştirmek zorunda kaldı.
*
Tarih böyle ilerlerken, Avrupa’ya doğru ilerleyen Türkleri yavaşlatan en güçlü iki darbenin de Moğollar’dan gelmiş olması düşündürücüdür. Moğolların, Türklere ilk darbesi, Müslüman olan Türkleri durdurmak ve Arap çöllerine geri sürmek için kurulan Haçlı Orduları ile savaşların sürdüğü 13. yüzyılda gelmiş ve Selçuklu Türk Devletine verdiği zarar ile Haçlı Ordularının hedefine hizmet etmiştir. Sonra, Moğollar kendiliğinden çekip gittiler! Niçin gelmişlerdi? Ne kazandılar? Tarih öncesinden beri birbirine karışmış olan bu iki millet niçin savaştılar? İşin içinde bir haçlı parmağı mı vardı?
*
Moğolların 1402 yılındaki ikinci darbesi de Selçuklu’nın yıkılmasından sonra kurulan ve güçlenerek Avrupa’ya doğru, Haçlı tehlikesinin kaynağını yok etmeye ilerleyen Osmanlı Türk Devletinin hareketini sekteye uğrattı... Moğollar yine kendiliğinden çekip gittiler! İyi de niçin gelmişlerdi? Tarihçilerin, Türklerin mi Moğol yoksa Moğolların mı Türk diye tartışmasına sebep olacak kadar birbirine karışmış iki millet niçin savaşmıştı? Kim ne kazandı? İşin içinde bir haçlı fitnesi mi vardı?
*
Geçen yüzyıla geldiğimizde ise Osmanlı’nın yıkılmasından sonra Anadolu toprakları üzerinde üçüncü devletini kurmaya çalışan Türkleri durdurmak için Avrupa, bu sefer Kürt kimliğini azınlık sınıfında ayrıştırmak için çalıştı. Bu senaryoda yol almayı kabul eden bazı Kürtlerin veya Kürt kılığına giren haçlı kalıntılarının ayaklanmaları Türkler aleyhine kullanıldı.
*
1071 yılından beri durduramadıkları Türk ilerleyişine karşı türlü ittifaklar kuran Avrupalı devletler, 19. yüzyılda "ırkçı ve ayrılıkçı" fikirleri besledi. Irkçılığın panzehiri olan milliyetçiliği, İslam dinine göre günah gibi gösteren sahte Müslümanlara kananların yönetiminde Osmanlı, bilek gücü ile beyin gücü karşısından duramadı ve parçaladı, yıkıldı. Avrupalıların 20. yüzyıl başlarında petrol çıkan ve çıkması muhtemel bölgeleri hem Osmanlı’dan hem de birbirinden ayırmaya çalıştığını ve kullandığı yöntemleri anlayamadı.
*
Çok ilginçtir, Avrupa kaynaklı ansiklopedilerde 19. yüzyılda Turani bir soy olarak tanımlanan Kürtler, petrol potansiyeli olan bölgelerin önem kazanması ile birlikte Kürtleri, Farsi bir soy olarak tanımlamıştı… Son oyun o zaman başlamıştı ve uzun bir sürecin sonucunda, beyin gücü geliştirmeyi ve kullanmayı öğrenen Avrupalı, bilek gücü ile övünen Osmanlı Devletini parçaladı, böldü, içinden kolayca yöneteceği küçük devletler kurdurdu. Kim ne kazandı? İşin içinde nasıl fitne vardı?
*
Lozan Antlaşması görüşmelerinde Avrupalı sömürgeci emperyalistlerin , Kürtleri de Rum gibi, Ermeni, Yahudi, Bulgar, Sırp, vd gibi “azınlık” olarak tanımlamaya çalışmasına Ankara, TBMM’ndeki Kürtler “..biz azınlık değiliz, hepimiz Türküz…” açıklaması ile cevap vermişti. Çünkü bin yıldan uzun bir zamandır torunları ortak, yeğenleri, gelinleri, damatları, kuzenleri ortak ve birbirine geçmiş, et ve tırnak olmuşlardı. Ayrışmaları böl, yönet yut kafasındaki düşmana yarayacaktı. Anadoludaki Türkler ve Kürtler bu tuzağa düşmedi. Ama Anadolu dışındaki Kütler o kadar şanslı değildi. Tabloya biraz da yaklaşmak lazım şimdi, detayları görmeli. Bizi bölemediler ancak vazgeçmediler de.. Düşmanda da hile, fesat, fitne bitmez değil mi!
*
Yakın tarihteki Moğol, Türk çatışmasının sonuçlarından ders alarak Türk Kürt kaynaşmasını devam ettirmenin ne kadar gerekli olduğunu görmek zor değil… Onlar oyunlarını kursunlar, biz de kendi oyunumuz ile onların oyunlarını bozalım inşallah… Selam ve dua ile…