Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Türk Milleti Mozaik Değil Alaşımdır

Sözcükler küçüktür ancak taşıdıkları anlamlar bazen boyunu aşar, yaşam kadar ağır dünya kadar büyük olurlar.

*

Örneğin millet!... Halk, millet, ümmet arasındaki bağı ve farkı anlamayanlar ümmetçilik hatırına milliyetçiliği ayaklar altına alırken, milletimizi yok olma tehlikesine attıklarını düşünemiyorlar. Çünkü millet sözcüğünün anlamını sadece buz dağının görünen ucu kadar anlıyorlar.

*

Bu eksik anlayış yüzünden Türk Milleti için mozaik benzetmesi yapanların çarkına su taşıyor bunlar!

*
Bunlara kanmamak için soralım, millet nedir? Bu soruyu doğru cevaplamak için millet ile ırk arasındaki farkı ortaya koyalım önce. Ardından milliyetçilik üzerindeki ayakları çekip ırkçılık üzerine basalım hep birlikte.

*

İlkel ve vahşi kavmiyetçilik, “ırkçılık dürtüsü” ile son derece insani olan “milliyetçilik duygusu” arasındaki farkı anlamaya çalışmalı herkes.

*
Bunu başaranlar anlayacaktır ki, particilik gibi, cemaatçilik, hemşericilik, tarikatçılık, akrabacılık, yandaşlık, adam kayırmacılık ve benzeri davranışların hepsi ilkel bir dürtü olan ırkçılığın sinsi şubeleri olduğu görecektir. Ve ırkçılık tüm şubeleri ile birlikte ayaklar altına alınıp ezilmelidir…

*
Buna karşılık milliyetçilik bir dürtü değil, son derece insanî ve vicdani bir duygudur. Milliyetçilik, milletlerin kalkınması için gereken kıvılcımdır, heyecandır, tutkudur, bağdır.

*

Bu bağ mozaikteki gibi beton kadar zayıf da olabilir, çelik alaşımındaki gibi atom seviyesinde güçlü de olabilir…

*

Bu yüzden bazıları Türk milleti için mozaik bezetmesi yaparlar çünkü hem mozaikteki farklılıklar kaşınmaya açıktır, hem de mozaik basit birkaç darbe ile kırılıp parçalanır. Ancak, yıllardan beri türlü fitne projelerine rağmen birlik içinde yoluna devam eden Türk milleti aslında bir alaşım olduğunu göstermiştir.

*

Yüzyıl önce, Samsun'da kıvılcımlanan “işgalcileri yurttan atma iradesi” tüm yokluk ve zorluklara rağmen milliyetçilik duygusu ile ateşlenmiş ve işgalcilerin külünü İzmir’de denize dökmüştü.

*

Yüzyıl önce, düşmanı yurttan atanlar, omurgasını bir ırkın oluşturduğu iradeye katılarak vücudu bütünleyip tamamlayan farklı halkların birlik ve bağlılık duygusu sayesinde kurtuluş zaferine ulaşmıştır. Millet tanımı da bu dikkate alınarak hakkı ile anlaşılmalıdır…

*

Kurtuluş iradesinin önderi olan Atatürk’ün bu hassasiyetle yapılmış olduğu tanım, sahip çıkılarak, milletimizin adı, bayrağımızın adı, devletimizin adı gururla söylenmelidir. Bunlardan rahatsız olanların alaşımın vasfını düşürmek üzere potaya karıştırılan cüruf gibidir… Alaşıma zarar vermek isteyeni dışarıda tutmak gerekir.

*

Müslümanlar millet bilinci ile gelişip organize olmadıkları sürece milletler üstü, İslam Ümmeti kimliğini ayağa kaldıramayacakları da anlaşılmalıdır artık.

*

Ümmetçilik hatırına milliyetçilik duygularını küçümseyen, milliyetçiliği ırkçılık ile karıştırarak, ayaklar altına alanlar, bu yanlış anlayış yüzünden milletimizi Arapların ve onların işbirlikçisi milletlerin ırkçı emellerine hizmetçi ettiği de anlaşılmalıdır..

*

Başındaki sarıkla, sakalı, takkesi, cübbesi ile camiden hacdan gönerilen resimler ile kendisini Müslüman gösterirken, israiliyatı ve hurafeyi din gibi anlatarak zihinlerimizi işgal eden ve ırkçılığa karşı gelir numarası altında milliyetçiliği yok etmeye çalışan sözde hocaların milletimizi daha fazla kandırmasına izin vermemek gerekiyor artık.

*

Aramızda kandırılmış olanların gerçekler ile yüzleşmesinini de sağlamalıyız ve bizleri tehdit ile korku ile darbe ile iç savaş ile yönetmeye çalışanlara fırsat vermeyecek şekilde ferasetli davranmalıyız.

*

Türk Milletinin bir taş kum karışımı mozaik değil bir çelik alaşımı olduğunu tekrar göstermeliyiz! Görüntüye, söylentiye kanmak yerine işin aslını, dinin manasını arayanlara selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi