Osman Nevres Yılmazlar

Osman Nevres Yılmazlar

Su ve Enerji

 

Su, insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir ve beslenmemizin vazgeçilmez bir parçasıdır. İnsan, besin almadan haftalarca canlılığını sürdürmesine karşın, susuzluk durumunda ancak birkaç gün yaşayabilir. Besinlerin sindirimi, emilimi ve hücrelere taşınmasında, Hücrelerin, dokuların organ ve sistemlerin düzenli çalışmasında, Metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin taşınması ve vücuttan atılmasında, Sindirim sisteminin düzenli çalışmasında, Vücut ısısının denetiminin sağlanmasında, Eklemlerin kayganlığının sağlanmasında, Çeşitli biyokimyasal olayların gerçekleşmesinde yardımcıdır.

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Yeterliyken

Enerji Üretim Sistemlerinin % 90’ı yoğun olarak su kullanıyor: Endüstriyel su kullanımının        % 75’i enerji üretiminde kullanılıyor. Enerji üretiminde kullanılan petrol, kömür, doğalgaz ve uranyum gibi yakıtların soğutulması için yoğun olarak su kullanılıyor. Giderek yaygınlaşan biyoyakıt üretimi için de suya ihtiyaç bulunuyor. Örneğin, karayolu taşımacılığında biyoyakıt kullanımının % 5 artması halinde tarımdaki su kullanımının % 20 oranında artacağı ifade ediliyor.

Üstelik, her yıl yaklaşık olarak 15-18 milyar metreküp tatlı su kaynağı fosil yakıt üretiminden dolayı kirleniyor. Kömür enerjisi nedeniyle oluşan asit yağmurları suları daha da asidik hale getiriyor. Oysa yenilebilir kaynaklardan enerji üretildiğinde çok daha az su kullanılıyor. Örneğin; güneş enerjisinden elektrik üretildiğinde birim elektik enerjisi için gerekli su miktarı doğalgaz santrallerinden 5 kat, kömür santrallerinden 2 kat daha az suya ihtiyaç duyuluyor. Rüzgar enerjisi için suya ihtiyaç duyulmuyor.

Suyun Suyunu Çıkarmayalım

14 Mart’ta Dünya Nehirler İçin Eylem Günü etkinlikleri vardı. 22 Mart’ta da Dünya Su Günü kutlandı. Anladık ki; artık enerji üretimi için nehirlerin keyfini kaçırmanın gereği yoktur. Amerika’da 2020 yılında 69 adet baraj yıkıldı. Ülkemizde ise tam tersine başta Karadeniz bölgesi olmak üzere sayısız HES projesi hayata geçti. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın verilerine göre, Karadeniz Bölgesi'nde son 10 yıl içerisinde toplam kapasitesi 20.3 milyar kilovat/yıl olan 203 Hidroelektrik Santral (HES) yapıldı. 20 HES’in inşaatı devam ederken, 123'ü de proje aşamasında. Karadenizliler ise kuruyan derelerden dolayı dertli... 

Su Zengini Değiliz

Kişi başına düşen yıllık su miktarı 8000 metreküp olan ülkeler su zengini, 2000 metreküpün altındaki ülkeler su kısıtı olan, 1000 metreküpün altındaki ülkeler de su fakiri olarak değerlendirilmektedir.

Türkiye’de kişi başına 1519 metreküp su düşüyor. Bu nedenle su kısıtı olan bir ülke durumundayız. İklim değişikliği nedeniyle yaşanılan su sıkıntısının Türkiye’nin büyük bir bölümünü içeren kurak ve yarı kurak bölgelerde daha da artması bekleniyor. Bu durumda, su havzalarının korunması her geçen gün daha çok önem kazanıyor.

Su Tüm Canlının Yaşam Hakkıdır

İç Anadolu Bölgesi Türkiye ortalamasının neredeyse yarısı kadar yağış almakta, özellikle Konya Kapalı Havzası’nda şartlar giderek zorlaşmaktadır. Göllerin çoğu kurudu kalanlarda en az % 50 su kaybetti. Yeraltı suları çok azaldı. Yeraltı su seviyesi yılda ortalama 1- 1.5 metre düşmektedir. Hal böyle olunca” İÇAÇEP-İç Anadolu Çevre Platformu” olarak suya sabuna dokunuyor ve diyoruz ki; Su Ticari Meta Değildir. Su Tüm Canlının Yaşam Hakkıdır. Uluslararası büyük su şirketleri suyumuzdan ellerini çeksinler! Anlamsız ve gereksiz HES projeleri iptal edilsin. Su Havzaları Yönetim Planları yeniden ve ülke gerçekleriyle örtüşür biçimde ve gelecek nesillere ulaşacak şekilde hazırlanmalı ve ciddiyetle uygulanmalıdır.

Hoşça kalın.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Osman Nevres Yılmazlar Arşivi