Lisede öğrencilik yıllarımda ilgimi çeken sorulardan birisi “sanat nedir?” sorusundan ziyade “sanat ne için yapılır?” sorusu idi.
Sorunun cevapları arasında şu seçenekler sunulurdu.
a) Sanat, sanat için yapılır.
b) Sanat, halka hizmet için yapılır.
c) Sanat, para ve menfaat için yapılır.
*
Sorunun zorluğu da burada, çünkü seçeneklerin hepsini de doğru olarak savunmak mümkün. Ancak cevabı savunabilmek için “sanat nedir?” sorusuna doğru cevabı verebilmek gerekir.
*
Bu derse katılan ve anlayan çocuklar yaptıkları sorgulama ve tartışmalar sayesinde hayatı doğrudan etkileyen önemli konulardan birisi olan sanat hakkında fikir sahibi olurlar. Anlamayanlar ise … neyse!
*
Fikir sahibi olabilen çocuklar, büyüyüp hayata atıldıklarında “sanat hayatı takip eder, hayat da sanatı taklit eder” sözünü daha iyi anlar. Sanat ile zanaat arasındaki farkı görür. İtiraz ederken veya eleştirirken bu farkı dikkate alır! Farkları fark edebilen zihinler sanatsız hayatların, sanatsız toplumların yozlaştığını da görürler…
*
Sanat hakkında böyle bir sorgulamadan mahrum kalan çocuklar, büyüdükleri zaman karşılaştıkları birçok soruya da cevap bulamıyorlar. Hatta soru sormayı bile öğrenemiyor bu çocuklar, büyüdükleri zamanlarda bile.
O sorulardan birisi de şudur bence, “siyaset ne için yapılır?”, cevap şıkları ise şöyle;
i) Siyaset, siyaset için yapılır.
ii) Siyaset, halka hizmet için yapılır.
iii) Siyaset, para, makam, menfaat için yapılır.
Yaşamımızı, başından sonuna her alanda etkileyen siyaset sizce ne için yapılmalıdır? Ne için yapılmaktadır?
*
İçinde sanat olmayan hayatlar eksik ve çoraktır dedik ya, sanatı anlamayan toplumlar eksikliği fark edemedikleri için zihinleri ile birlikte sağlıktan spora, vicdandan imana, sanayiden tarıma, bilimden ekonomiye, adaletten gelir dağılımına, hayalden hakikate, tarihten geleceğe kadar yaşamın her alanını da çoraklaştırırlar.
*
Çoraklaşan zihinler, soru sormayı öğrenemez, sorulara cevap arayamaz. Böyle toplumlarda sorgulamak, tartışmak, öğrenmek yerine hazır kalıp cevaplara soru arayanlar çoğalır. Sanatı anlayacak kadar gelişmeyen zihinler, ilim ile bilim arasındaki farkı da anlayamazlar. Bunlar, işin aslını anlamak yerine anladığını zannettiği şeyleri doğrulayacak deliller ararlar, doğru zannettiği yanlışları asla fak edemez bunlar. Böyle toplumlarda anlamaya çalışmak yerine kanan, kandırılmış tipleri çoğaltır.
*
Bu tipler siyasete girince, bunların yönettiği toplumlar ne kadar büyüseler de gelişemezler, kalkınamazlar. Bunlar gelişmenin, kalkınmanın sadece lafını ederler ve hem birey olarak hem toplum olarak gelişmiş milletlere hizmetçi olurlar. Bu hizmetçiliği de marifet zannederler ayrı mesele.
*
Sorumuza dönelim, “siyaset ne için yapılır? Sorusuna cevap vermeyi kolaylaştırmak için bir de "siyaset nedir?" sorusuna cevap arayalım birlikte;
a) Siyaset, milletin sahip olduğu imkânlar ile milletin ihtiyaçlarını karşılama sanatıdır.
b) Siyaset, mazeret uydurmak yerine çözüm üretme sanatıdır.
c) Siyaset, başa bela gelince tepki vermek yerine zamanında tedbir almak sanatıdır.
d) Siyaset, başarısızlıkları için düşmanı suçlamak yerine, düşmanın düşmanlık edecek fırsatı bulmasını engelleme sanatıdır?
e) Siyaset, seçmeni etkileme, ikna etme ve kandırma sanatıdır!.
Bu listeye siz de eklemeler yapabilir misiniz lütfen.
*
Evet, siyaset hangi sanattır sizce ve güncel olaylardan örnekleyerek açıklayabilir misiniz kendinize? Kanmak yerine anlamaya çalışanlara selam ve dua ile.
