Devletimizin, PKK ile mücadelesi başarılı bir şekilde sürerken, terör örgütünün bitme seviyesine geldiği bu süreçte görev alan siyasetçi, bürokrat, asker herkesin hakkını vermek gerekir. Allah hepsinden razı olsun. AK Parti’nin, açılım sürecinden PKK’yi bitirme mücadelesine gelişinde, MHP’nin duruşunun etkisi gözardı edilmesin.

*

Soruyu sormadan önce iki hatırlatma yapmak isterim; PKK terör projesinin Kürt vatandaşlarımızı temsil etmediğini iyi anlatmak önemini hala koruyor. Devletimize karşı Kürt vatandaşlarımızı kışkırtmak için PKK projesini kullanan düşmanın, PKK projesini, Ermeni terör örgütü ASALA’yı bitirmemizden sonra uygulamaya koyduğunu  da hatırlamak gerekiyor.

*

Şimdi sorum şudur; PKK bitince, düşman nasıl bir projeye geçecek acaba?

*

Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, terörle mücadelede sağladıkları başarıyı, PKK’lı terörist sayısının bitme seviyesine geldiğini söylüyor. Sayın Bakanın, Türk ve İslam düşmanlarının PKK’dan sonra nasıl bir düşmanlık projesi hazırladıklarını da söylemesini bekliyorum.

*

Örneğin, düşmanlarımız kendi adamlarını vatanımıza ve hatta gönlümüze sokmak için muhacir görüntüsünü kullanıyor olabilir mi? PKK sonrası operasyonları için yaptıkları hazırlıkları ensar-muhacir söylemleri altına gizliyor olabilir mi?

*

Muhacir denilince aklımıza Suriyeliler geliyor. Haksızlık etmemek için Suriyelileri iki kategoriye ayırıyorum;

1- Vatanını korumak için Suriye’de kalanlar.

2- Vatanını korumak yerine Suriye’den kaçanlar.

Kaçanları da ikiye ayırmak gerekir;

i- Eşini, çocuğunu güvenli bir ülkeye teslim edip, geri dönerek Suriye’de kalanlara katılanlar,

ii- Eşini, çocuğunu güvenli bir ülkeye teslim etmesine rağmen vatanını unutup, kadınları arasında (askerlikten düşenler hariç) Türkiye’de sefa sürenler.

*

Başlangıçta insanî gibi görünmekle birlikte, geçen bunca yılın sonunda AK Parti’nin, Suriyeli politikası insanlık için filan değil, Türkiye'nin nüfus yapısını bozmak içinmiş gibi görünüyor diyordum artık gibisi kalmadı. Acaba yine mi kandırıldı bizimkiler?

*

Muhacir dediğin kişi vatanı zulme uğrayınca, başı dara düşünce güvenli bir ülkeye hicret eden ve orada gücünü toplayıp en fazla 8 yıl sonra mertçe vatanını kurtarmak için dönüp giden ve zalime karşı savaşan kişidir! Kendisine yardım eden milletin sırtına yük olan, yardımlar ile bedavadan geçinen kişi muhacir değil, sığınmacıdır hatta istilacıdır.

*

Hatırlayınız, inşaat harcına yıkanmamış deniz kumu karıştırılan binalar, 1999 depreminde nasıl da kolayca yıkılmıştı! Aynen öyle işte, birileri de Türkiye’nin harcına Suriyeli kumu karıştırıyor sanki? Yetmez diye bir de Afgan kumu, Afrikalı kumu ekliyor.

*

Dinimizi, imanımızı, vicdanımızı, merhamet ve kardeşlik duygularımızı suistimal ederek, kaçakları, göçmen ve sığınmacıları bize muhacir edebiyatı ile yutturanlardan hayr gelmez milletimize. Küçük sözcüklerin taşıdığı büyük anlamlar üzerinde düşünmeden konuşanlar ve bunlara sorgulamadan kananlar, kendimizden başka herkese hizmet ediyorlar. İslam’a hizmet ediyoruz görüntüsü vererek aslında İslam düşmanlarına hizmet eden hocadan da mı ders almıyorlar? O hocaya kananlardan da mı ders almıyorlar?

*

Nasıl anlamıyorlar? Müslümandan hain olmaz ama hainler Müslüman kılığında görünüyor ve konuşuyorlar.

*

Sayın bakanımız, düşmanın Türkiye’miz üzerindeki muhtemel yeni planlarına karşı nasıl tedbirler düşünüyor acaba? Tedbir almak yerine tepki vermek her zaman işe yaramıyor zira! Selam ve dua görünene kanmak yerine işin aslını anlayana