Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Milli Egemenlik ve Çocuk

15 Temmuz gecesi yapılan melun ihanet girişiminin ardından 16 Temmuz 2016 günü Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “halkın gücünün üzerinde bir güç yoktur” sözü çok önemlidir! Unutmuyorum.

*

Milletler karşılaştıkları zorluklar karşısında, millet olmanın delili olan birlikte hareket etme refleksine sarılırlar ve birlik içinde zorlukları aşarlar. Yaşananlardan aldıkları dersleri tecrübe birikimine, kültür hafızasına eklerler.

*

Milli hafızaya yerleşerek, milli karaktere nakşedilen sözler de böyle zor zamanlarda ortaya çıkar ve zihinlere yerleşir, karaktere oturur. Milletin karakterine yerleşen sözlerin hatırlattığı tecrübeler, milletin aynı sorunlara düşmesini önler, düşse bile hızla kurtulmasını sağlar.

*

Tarihimiz ve milli hafızamız böyle tecrübeler ile doludur. Emperyalist güçler, parçalamak, yutmak, sömürmek istedikleri milletin zihnini karıştıracak şekilde gerçekleri çarptırarak anlatan ve yalanları yayanları aramıza karıştırır.

*

Birinci dünya savaşından sonra bazı Anadolu şehirleri işgal edilirken, 13 Kasım 1918 tarihinde itilaf devletleri İstanbul’u da işgal ederek önemli noktaları kotrol altına aldı ama yönetime el koymadı. Düşman güçleri Boğazlara ve İstanbul’a yerleştikten sonra 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul’u tekrar işgal ederek yönetime de el koydu. 11 Nisan 1920 günü Meclis-i Mebusan kapatıldı. İşgal güçlerinin, Anadolu’nun işgaline karşı  direnişi destekleyen bazı kişiler ile birlikte bazı mebuslarımızı Malta’ya sürdüğü günleri hatırlayınız.

*

Osmanlı’nın son elli yılında yaşanan olayları, devletin vergiler üzerindeki fiili hakimiyetini ortadan kaldıran düyun-u umumiye gibi bir kanunu bile uygulamak zorunda kalması dahil hatırladığımızda, payitaht İstanbul’un işgal edilmesi, düşmanın Osmanlı’yı resmen de bitirecek son adımı attığını gösterecektir. Bu ikinci işgal ile devletin yasama, yargı ve yürütme kuvvetleri de dağıtılmıştır.

*

Vatanın işgal edildiği sarayın, hükümetin ve meclisin çalışamaz hale geldiği bu şartlar altında milletin bağımsızlığını ve devletin kurtarılmasını sağlayacak çözümler üzerinde düşünenler, acilen bir meclisin toplantıya çağrılması gerektiğini önceden anlamışlar ve bu çalışmalar kapsamında her sancak bölgesinin 5 temsilci seçerek Ankara’ya göndermesini, dağıtılmış olan mebusların da bu meclise gelmesinin sağlanmasını kararlaştırılmıştı.

*

Milli mücadele azmi yüksek, işgale karşı direnen halkı temsil eden kişiler, payitaht İstanbul’daki meclisin kapatılmasından 14 gün sonra Ankara’da toplanarak 23 Nisan 1920 tarihinde Büyük Millet Meclisini kurdu. Milletin bu meclisi, Kuvay-i Milliye ile ortaya koyduğu milli mücadeleyi yönetirken ilan ettiği ilk anayasanın (1921) ilk maddesi de “hakimiyet bila kayd ü şart milletindir” sözü olmuştur.

*

Yani o işgal şartları altında hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu anlaşılmış ve ifade edilmiştir! Aynı sözü, melun bir ihanet girişimin ardından Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan duymak da aynı refleksin bir sonucudur ve bunu anlamak, özellikle de geleceğin büyükleri olacak çocuklarımıza anlatmak çok önemlidir.

*

Sömürgeci, emperyalist güçlerin, çocuklarımızın zihinlerini karıştırmak üzere yaydığı “Yunan kazansa daha iyi olurdu” gibi, “demokrasi İslam’a uymaz” gibi, “Ankara’da paralel meclis kurdular” gibi yalan, yanlış ve çarptık düşünceleri yaymasını önlemek de bir o kadar önemlidir.

*

Çünkü milleti kurtaracak olan yine milletin iradesidir ve o irade hür vicdanlarda oluşmalıdır. Milletin vicdanı, siyasi emelleri için dini suistimal edenlerden ve Allah’ın kelamını dünya menfaati için satanlardan korunmalıdır!... Selam ve dua ile.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi