Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Girişimcilik ve İhracat

1992 yılında Dış Ticaret Müsteşarlığında katıldığım bir eğitimde verilen bilgiyi paylaşmak istiyorum:

Birkaç yıl önce ABD senatosunun talebi ile CIA Dünyanın En Girişimci Milleti Kimdir? araştırması yaptırıyor. Sonuçta Türkiye’nin birinci olduğunu görünce, araştırmayı yapan şirket bir yerde hata yaptık, bu sonuçla paramızı alamayız, araştırmayı gözden geçirmeliyiz diyerek ek süre istiyor.

Tüm sonuçlar tekrar analiz ediliyor ama sonuç değişmiyor.

*

O zamanlar Japonya süper gelişen bir ülke ve bu araştırmada Japonların 1. çıkması bekleniyor ama onlar ancak yedinci olabiliyor.

*

Türkiye ise kendisinden bir beklenti olmadığı halde birinci oluyor. Durumu analiz eden uzmanlar, bir hata olmadığını, kriterlere göre Türklerin birinci çıkmasının normal olduğunu kabul edip, raporu ABD Senatosunun ilgili birimlerine teslim ediyorlar.

*

Elbette bu rapor dünya kamuoyuna sunulmadı. ABD’den Türkiye reklamı yapmasını bekleyecek değiliz değil mi!

*

Araştırmayı yapan uzmanlar işin püf noktasını şuraya bağlıyor; Japon, Alman, Amerikan, İngiliz işadamlarının dünyanın her noktasında yatırımlar yapması, büyük projeler gerçekleştirmesi, başarılı olması çok normal. Zira hepsinin arkasında devletinin gücü, uzun vadeli finansal imkanlar, risk sigortaları, özel sektör gibi çalışan büyük elçilikleri, ticari ataşelikleri vs. vs. bir çok destek var. Başarılı olmaları çok normal.
*
Normal olmayan, “elinde çantası ve cebinde pasaportu dışında hiçbir şeyi olmayan Türk işadamlarının dünya pazarlarında başarılı olmaları”. Diğerlerinde olduğu gibi arkalarında o kadar destek olsa kim bilir daha neler yapabilirler.

*

Günümüzde durum daha iyi olabilir.

İhracatımızda katma değeri daha yüksek sanayi malları oranı da arttı, ancak bu artış yetersiz kaldı. Daha da artmalı.

*

Nasıl? Her şeyden önce, top yekün bir “ihracat bilinci” ve “ihracat seferberliği” ihtiyacı toplumun her kesimine aşılanmalı. Her şirket ihracatta birbiri ile yarışmalı, her birey bu yarışa nasıl katkı yapacağını düşünür hale gelmeli.

*

“Türk Malı” imajına zarar veren, kalite bilinci, ticaret bilinci, millet bilinci eksik olan şirketler, ihraç ettikleri kalitesiz mallar yüzünden şehrinin adını, sektörünü ve nihayetinde tüm ülkenin adını karalayanları tespit edip, ihtar edecek bir sistem kurulmalı.

*

Dış ticaretin ithalat ayağı da ele alınmalı ve ithalatı azaltacak yatırımların önü açılmalı, girişimcilik atmosferi desteklenmeli. Her alanda üretimi artırmak için delicesine akılcı politikalar uygulanmalı.

*

Bu da siyasette istikrarı sağlamakla olur değil mi?

*

Rasyonel ekonomi anlayışının, yarın vazgeçilmeyecek şekilde ve dini yanlış anlayan siyasî kaygılardan uzak tutularak bilimsel zemine oturacağının güvencesi verilmeli.

*

Bu çabalar, milletin her olayda işin aslını aramayı öğrenmesini sağlayacak bir eğitim anlayışı ile desteklenmeli. Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi