Halil Öz
Eğitim Evde Başlar
Eğitim evde başlar diyoruz. Neden? Çünkü yapılan araştırmalara göre çocukların %65’i eğitimsel anlamda gelişimini 0-6 yaş arasında tamamlıyor. Bu yaşlarda iyi bir gözlemci olan çocuklar ebeveynlerinin hareketlerini, konuşma tarzını, tavır ve tutumlarını, çevresindekilerine karşı hitaplarını, aile fertleri arasında gördüğü saygı ve sevgiyi gelecekte kendilerine model olarak alıyorlar. Bu yüzden çocukta olumlu gelişmeler görülmesi için öncelikle ailenin düzgün davranışlar sergilemesi gerekmektedir. Okullar çocuklarımıza bilgi verir. Bilginin davranış haline, duygulara dönüşmesi ailede başlar. Küçük yaştan itibaren teşekkür etmesini ve özür dilemesini, ahlaklı ve karakterli olmayı, insanlara saygıyı, sevgiyi öğretmeliyiz çocuklarımıza…
Mutlu bir ortamda yetişmesi de, en az düzgün bir rol model olmak kadar önemlidir… Bunun ilk şartı da huzurlu ve güvenli bir aile ortamıdır. Günümüzde maalesef bu ortamı sağlayan aile yapısının hızla bozulmakta olduğunu, eklenen ekonomik sorunlarla birlikte boşanma sayılarının günden güne arttığını görüyoruz. Evde mutlu olmayan çocuklar haliyle okul hayatında da başarılı olamıyor. Mutluluğu yanlış mecralarda arıyorlar. Sevgisiz ve sorunlar içinde yetişen çocuklar, okula başladıklarında uyum problemleri yaşayabiliyorlar. Dolayısıyla, okuldan ve derslerden soğuma, ilgilenmeme, kaçma ve sonucunda akademik başarısızlıklar gerçekleşebiliyor. Zaten öğrenci başarısızlığının nedenlerinin yaklaşık %90’ını aile bütünlüğü bozulmuş olanlar ve anne babası tarafından yeterince ilgilenilmeyen çocuklar oluşturuyor. Aile içindeki bireylerden birinin sorunu tüm aileyi olumsuz etkiliyor. Çocuklar küçükken öğrendiği bilgileri nasıl unutmazsa yaşadığı -özellikle de olumsuz- olayları asla unutmuyorlar… Yapılan bilimsel araştırmalarda, şiddetli tartışmaların yaşandığı, çocuklarına ilgisiz, sorunlu bir aile ortamında büyümüş çocuğun fiziksel açıdan bir problemi olmasa da zekâ gelişiminin de yavaşladığı görülmüştür. Ayriyeten ailenin ilgisi ve sevgisi çocuklar için büyük bir ihtiyaçtır. Anne baba ayrılığının veya ilgilenmemenin yarattığı eksikliği çocuklarımıza maddi yönden her türlü imkânı ve tavizi vermekte çocuklarımızı mutlu etmez. Kendisiyle ilgilenildiğini düşünen, ailesinin yanında olduğunu düşünen çocuk mutlu olur. Bu noktada okul ziyaretleri, veli toplantılarına katılım, öğretmenlerimizle iletişim çok önemlidir. Burada hayatın çoğu alanında olduğu gibi sorumluluğun büyük kısmı anneye düşüyor. Zira annenin çocuğun başarısında babadan daha etkili olduğu biliniyor. Çocukların anneleri ile birlikte oldukları zaman arttıkça, başarılarının da arttığı görülmüştür.
Öyleyse önce anneler babalar eğitilecek sıra sonra çocuklara gelecek. Sonra o çocuklardan sağlam bir aile yapısı oluşacak. Bu sefer onlar kendi çocuklarını sağlıklı, mutlu, huzurlu şekilde yetiştirecek. Süreç bu şekilde devam ettikçe de toplum olarak ve ülke olarak kendi geleceğimizi garanti altına almış olacağız.
Sağlıcakla kalın.