Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Dost, Düşman, Rakip

Başımıza gelen her belada, başarısızlıkta düşmanı suçluyoruz. İç mihraklar, dış mihraklar, işbirlikçi hainler ve sinsi kalleşler tuuuu size. Hep başkaları suçlu ama bizim bir suçumuz yok öyle mi? Tarihin tekrar sürekli etmesi de tarihin suçu zaten, onda da bizim bir suçumuz yok değil mi! Başkalarını suçlayıp rahatlamak ne kadar da kolay?

*

Çağımızda düşman ve dost sözcüklerinin anlamı kaydı farkında mısınız? Dost, müttefik dediklerinden düşmanlık görmek nasıl yorumlarınır?... Unutumamıştır henüz, müttefikimiz dostumuz ABD güney sınırımıza binlerce silah yerleştiriyordu, biz ise bu silahlanmaya karşı güvenliğimizi sağlamak için yıllardır baş düşman gösterilen Rus’dan silah alıyorduk. Rusya, dostumuz mu oldu şimdi? Oysa vatanımızdan toprak istediği günler hiç de uzakta değil, unutulmamıştır henüz.

*

Bence çağ dostluk - düşmanlık çağı değil rekabet - rakip çağı artık. Rakipler dünyayı paylaşırken en çok payı kapmak için uğraşıyor. Bu uğraş içinde seni alt etmek üzere ittifaklar kurmak da var seni yalnız bırakmak da… Bunu sağlamak için sana dinini yanlış öğretmek de var, tarihini yanlış öğretmek de… Rakibin içine kendi adamlarını sokmak da var, rakibinin adamlarını satın alıp kendi hesabına kullanmak da... Oyun bu! Ne kadar güçlü olursan o kadar dostun olur zayıfladıkça rakibin, düşmanın artar!

*

Oyunun kuralı ise “adalet” ama güçlü olan tarafın adalet anlayışına göre bir adalet... Ne adalet ama! Beğenmiyorsan, daha çok çalış, insanlarına daha kaliteli eğitim ver, ekonomini, sanayini, teknolojini geliştir, güçlen, silahlan ve doğru olan adaleti sen uygula!

*

Basiret ve feraset sahibi beşer, başkasını suçlamadan önce özellikle de rakibi suçlamadan önce şunu düşünür bence; rakip, rekabet etmek için vardır ve benim alacağım bir kazancı benden önce almak için çalışması normaldir. Kaybettiğimiz zaman kınanması gereken rakip veya rakibin başarısı değil, bu rekabette bizim kaybetmiş olmamızın sebeplerini ortadan kaldırmamış olmamızdır… Rakibin kazanması için ona fırsat ve cesaret veren ortamı engelleyememiş olmamızdır kınamamız gereken.

*

Rakip içimizdeki hainleri satın almış olabilir, rakip içimizdeki kalleşleri kendi menfaati için bize karşı kullanmış olabilir ancak içimizdeki hainlerin ve kalleşlerin güçlenmesi ve rakibe yardım edecek olanakları bulması, bizi rakibe karşı yavaşlatması, zayıflatması tamamen bize bağlıdır, yani sana bana bağlıdır. Sen, haine mi kanacaksın yoksa kalleşe mi aldanacaksın? Yoksa hakikati mi arayacaksın? Rakibin kazanması ve kaybetmesi aslında sadece senin bu sorulara vereceğin cevaba bağlıdır! Rakibin düşman olması, senin zayıflığında sana nasıl davranacağına bağlı. Rakipten merhamet, anlayış bekleyen ahmaklara bunu da anlatmalı.

*
Başarısızlıkta suçu kusuru kendinde aramak yerine başkasını suçlayan kişiler, hamaset kin ve düşmanlık üretirler. Millet, memleket harap olurken onlar düşmanlıktan, kavgadan ve savaştan, belirsizlikten beslenirler. Peki ya sen, tarihimizdeki olayları, Türk milletini ayrıştırmak ve zayıflatmak için birbirine düşürecek şekilde çarpıtarak ve saptırarak anlatan düşman beslemesi, pardon rakip beslemesi sahte tarihçileri mi dinleyeceksin, onlara mı kanacaksın? Yoksa yeni Dünya düzeninin neresindeyiz ve yarışa kazanarak devam edebilmek için neler yapmalıyız? Sorusunun cevabını mı arayacaksın?

*

Düşmanın dostun hızla yer ve rol değiştirdiği şu çağda seni, kendi özüne düşman etme çabasında olanlara kanmayacaksın, zan ile algı ile değil akıl ile işin aslını arayacaksın!

*

Kapitalist blokun ABD’nin başı çektiği NATO aracılığı ile kuzey komşularımız Ukrayna ve Rusya’yı savaşa soktuğu, öte yandan aynı kapitalist blokun ABD ve AB desteği ile İsrail’in Filistin’de neler yaptığı ortada… Bunların dünya barışına ve Türkiye’nin merkezinde olduğu coğrafyaya verdikleri zarar da orta Ve ABD, Rusya-Ukrayna savaşını durdurmak için Rusya ile Arabistan’da görüşme planlıyor.. Ateş topunun ortasındaki Türkiye bu toplantının neresinde yer alıyor?

*

İslam uğruna en çok şehidi veren millet Türklerdir, sen Türk olduğunu unutsan da düşman senin Türk olduğunu unutmayacaktır ve yüzyıllar öncesinden gelen oyun planlarını senin üzerinde uygulamaya devam edecektir. Sen onların beslediği hainlere, kalleşlere aldandıkça, düşmanı suçlamanın ahmaklık olduğunu anlamayacaksın. Artık anlamaya çalış, bakış açını değiştir.

*

Kanmak, aldanmak, her başarısızlıkta başkalarını suçlamak yerine, suçu kusuru kendinde arayarak kendine gelişme yolları açanlara Rusya’dan selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi