Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Almanya’dan Selamlar

Dünyanın en büyük makine ve otomobil üreticisi, ihracatçısı ülkelerin başında gelen Almanya’ya makine ihracatı yapabiliyor olmamızdan gurur duyarım hep. Türkiye’nin bu seviyede sanayileşmesini sağlayan altyapıyı kuran Cumhuriyet devrimlerini de saygı ile anmamı sağlar bu başarı.

*

2021 verilerine göre Almanya nüfusunun yüzde 27si göçmenlerden oluşuyormuş. Bunun yüzde 65 kadarı Avrupa ülkelerindenmiş. Avrupa dışı ülkelerden en çok göçmen ise Türkiye’den gelmiş. Almanya, daha fazla göçmenin gelmesi için çalışma yapıyor. Çünkü Almanya nüfusu, ekonomisinin büyüdüğü hızda büyümüyor. Ancak, Almanya’nın göçmen politikası nitelikli göçmenlerin Almanya’ya gelmesini sağlamaya yönelik. Nitelik! Yani, şekil ve görüntü değil işin mana yönünde Almanya.

*
Alman iş insanlarıyla ne zaman konuşsak, söz bir yerden sonra Almanlar Türkiye’yi kıskanıyormuş lafına geliyor… Evet, kıskanıyoruz tabi ki diyorlar, sizde deniz ve güneş bizde yok nasıl kıskanmayız diyorlar. Gülüyoruz tabi.

*

Bu sefer kıskanma nedenlerine yenileri de eklendi. Türkiye ile yoğun çalıştığını söyleyen bir Alman iş insanı, Alman politikacıların Türk politikacıları kıskanma nedenini, Türkiye’de “seçtiği politikacıya hesap sormayan seçmen türünün çok olmasına” bağladı… Doğru valla, kıskanılacak bir durum bence de. Seçmen değil taraftar, yandaş bizdekilerin çoğu… Aradaki farkı anlamak için düşünme gereği de duymuyorlar. Bunlar gülmeli konuşmalar ancak asıl konuşma şuydu:

*

KONYA TÜRKİYE’NİN ÇİN’İ Mİ?

Almanya’da bizimle yeni tanışan bir iş insanı, Konya’dan geldiğimizi öğrenince “haa, siz Türkiye’nin Çininden geliyorsunuz” deyiverdi. Haydaa! Gel de anlat şimdi… Evet Konya’da kalite bilinci olmayan, sadece ucuz fiyat üzerinden iş yapmaya çalışan çok firma var! Ancak kalite yerine fiyata bakarak alım yapanlar da masum değil… Dilimiz döndüğünce anlattık. Sonuçta alan değil satanın adı çıkıyor ve Konya’nın kaliteye ve milli imajımıza önem veren iş insanları “ucuzcu kafaların” ceremesini çekmek zorunda kalıyor.

*

Bu konuda daha önce de önerilerde bulunduğum üzere hem Konya Belediye Başkanlarına, hem de Konya Sanayi Odası Başkanlığına ve Konya Ticaret Odası Başkanlığına büyük görevler düşüyor. Birlikte, Konya’nın sanayi potansiyelini anlatacak ve çürük elmaları ayıklayacak bir platform kurmaları gerekiyor artık.

*

CHP VE CUMHURİYET

Türkiye Cumhuriyeti yüzüncü yılına giriyor hem de 50 yıl ömür biçen ancak 2. Dünya savaşından sonra kendi derdine düşen Türkiye Cumhuriyeti düşmanlarına meydan okurcasına. Meydan okumasına okuyor da kendi tarihinin gerçeklerini okumak yerine düşman yalanlarını tarih diye anlatanları dinleyenlere karşı çok etkisiz kalıyor.

*

Geçen yüz yılda, CHP’nin Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk Kurtuluş Savaşını ve Türk Kültür Devrimini anlatamamış olması, Fransız devrimi ile Çin devrimi ile arasındaki farkı anlamadan konuşanlara bırakmış meydanı.

*

Almanya ve yüz kadar diğer ülkeye makine ihracatı yapabilen bir ihracatçı olarak bu seviyede sanayileşmemizi sağlayan altyapıyı, Cumhuriyet devrimlerine borçlu olduğumuzu anlamış bir kardeşiniz olarak soruyorum. “Aldığı bir malumatın doğruluğunu sorgulamadan başkalarına anlatmak Müslümana yalan olarak yeter” diyen peygamberin (sav) ümmetinden olduğunu söyleyen yöneticilerimiz, niçin hala düşman yalanlarını tarih diye anlatanların sözlerini bize aktarmaya devam ediyor?

*

Bu konularda milletimizi aydınlatmayan, milletimizi yalandan ve kandırılmaktan kurtarmaya çalışmayan CHP gelecek seçimlerde ne bekliyor? Cumhuriyetin yüzüncü yılı gelirken, hala “Onuncu Yıl Marşı” ile kutlama yapan CHP kime hizmet ediyor? Hem de bir kaset operasyonu ile başkan olan birisinin yönetimindeyken? Hannover’den selam ve dua kanmak yerine işin arayanlara!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi