Yılmaz Sandıkcı
19 Mayıs
Bugünün çocukları yarının gençleri, bugünün gençleri ise geleceğimizin mimarlarıdır. Türkiye olarak dünyanın en büyük 20 ekonomisi içindeyiz ama geleceğimizi kuracak olan çocuklarımıza verdiğimiz eğitim kalitesinde ilk 40 ülke arasına bile giremez olmuşuz.
*
Buna rağmen gençler bir yolunu buluyor, Türkiye’nin geleceğini ilmek ilmek örüyor. Cumartesi günü aydın, pırıl pırıl bir ekibi olan Konya Genç Girişim ve Yönetişim Derneği, Prof. Dr. Özgür Demirtaş Hoca’yı Konya’da konuk etti. Novotel’deki toplantıda güldürürken düşündüren Nasreddin hocamızdan farklı olarak “düşündürürken güldüren bir tarz ile anlattı Özgür Hoca, ekonomide ve finansta olup biteni. Öğretirken güldüren eğlenceli bir tarzı var Özgür hocanın, öğrencileri çok şanslı. Ekonomiyi anlamanın sırlarını da verdi, bir sonraki yazımda değineceğim. Bu toplantı için derneğin Konya Şube Başkanı Cantürk Karçalatıncaba ve ekibine çok teşekkür ediyorum.
*
Bu gün 19 Mayıs. “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutladığımız 19 Mayıs günü akıl, inanç ve cesaret ile kazandığımız ve düşman dahil tüm dünyanın saygı duymak zorunda kaldığı zafere giden yolun ilkadım gündür… Ancak düşman saygı duyar görünse de bu zaferimize, başarılarımıza, kazanımlarımıza kara çalanları besleyerek yine görevine devam etmektedir. Bunların yalanına aldanmayacak, kanmayacak bir gençlik için aydınlatıcı her faaliyet hayati değerdedir.
*
Bu arada, şunu da hatırlatmak isterim, 19 Mayıs, Müslüman kılığına girip Arapları aldatarak Osmanlıyı sırtından vurduran, Türk askerini kırdıran İngiliz casusu Lawrence’nin öldüğü gündür. Böyle bir düşman beslemesinin, Türkiye Cumhuriyetinin doğumuna giden ilkadım gününde ölmesi bence çok manidardır.
*
Ancak düşman yalanlarını tarih diye anlatanlar hiç de az değildir ve gençlerimizin temiz zihinlerini böyle yalan ve iftiralarla kirletilmesine izin vermemek için ilkadımı ve sonrasını doğru anlatmamız gerekmektedir. Bunu sağlayacak bir eğitim anlayışı ile gençlerimiz, geleceğimizin mimarları olabilir, aksi halde düşman yalanlarına kananlar düşmanın istediği gibi bir yıkıma hizmet edecektir ki bunu sahte bazı hocaların din gibi anlattığı hurafeye kanarak yapmayı denedi bazıları… Kendi geleceklerinin de o yıkımın altında kalacağını bile düşünmeden. Düşünemeden!
*
Çocuklarımızın çoğunluğu belki yeterince düşünmüyor belki de doğru düşünmeyi bilmiyor. Hayal de kurmuyorlar. Çünkü zekâyı kullanmayı, sorglamayı ve yorumlamayı öğretmek yerine ezber ile hafızayı şişiren eğitim sistemi hayal gücünü yok ediyor, bireysel gelişimi önlüyor. Birey olamayan çocuklar da biroy olarak yetişiyor, sonuç bu!
*
Bilgiye, bireysel gelişime ve liyakate önem vermeyen politikalar gençlerimizin gelecekten ümidini kırıyor. Emeğinin hakkını alamayacağını düşünenler çaba harcamaktan vazgeçiyor diye düşünürken, geçen yüzyılda yola çıkmış olan şöyle bir ışık görüyorum; Milletin bağrında, temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım, gözüm arkada kalmayacak… Vatanın bütün ümidi ve geleceği size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır… Gençler, cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız… Bu sözler, Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlere bakışını ve onlara verdiği değeri anlamamız için yeter sanırım. Ancak geleceğimiz olan ümidimiz olan gençlerimizin bır kısmı bazı yalan ve fitiralara kanarak bu gerçekleri anlamanın uzağına düşüyor?
*
Bize düşen de bu vatanı ve bağımsızlığı bize miras bırakan dedelerimize önderlik, komutanlık etmiş olan Atatürk’ün imanına dil uzatan ona iftiralar atan hurafecilerin anlattığı hikâyelere kanan gençlerimize “hurafecilerin, hurafeye karşı Allah’ın hakikatini ortaya çıkarmaya çalışanları dine karşıymış gibi gösterdiğini” anlatmak oluyor… Herkesin hata ve kusurları olabilir, kişiler ile uğraşmak yerine işimize bakalım demek yerine yıkım planı yapanlara hizmet ettiğini fark etmeyen gençleri uyandırmak gerekiyor… Gençlerimize bizim olanı, yanlışları veya eksikleri var diye yıktırmak isteyenlere kanmayı bırakıp, bizim olanı düzeltelim ve iyileştirelim demeyi öğretmemiz gerekiyor...
*
Bir de tarihte, Türk erkeklerinin yetmediği yerde tarihimizin Türk kadınları ile devam ettiğini görmek, göstermek gerekiyor. Bu da Türk milletinin geleceği için yeni bir umut oluyor bence.
*
Gün o gündür ki kendimizi eleştirerek, yanlışlarımızdan dönme günüdür. Çünkü bu kadar yanlışlık yanlışlıkla yapılıyor olamaz! Şekle, görüntüye söylentiye kanmak yerine işin aslını arayanlara Moskova’dan selam ve dua ile… Moskova notları da bir sonraki yazımda inşallah…
*
19 Mayıs Atatürk’ü Anma,Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun.