Prof.Dr. Mustafa Topkafa
Hesaplar hesaplar!
Hesaplar hesaplar!
Konyaspor ligin son deplasman mücadelesini Kayseri`de verdi. Son iki haftaya düşme potasının hemen üzerinde giren temsilcimiz, rakibini bu maçta mağlup ederek düşme korkusunu son haftaya bırakmak istemiyordu. Ancak rakibinin de bu korkuya sahip olmasından dolayı maalesef galibiyetle evine dönemedi.
Maç öncesi her iki takımında psikolojik olarak hazır bir şekilde sahaya çıkacağı sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlar ile net bir şekilde görülüyordu. Özellikle rakip takım seyircisi belki de bu sezon en fazla seyirci sayısı ile tribünleri doldurdu. Rakip seyircisinin yanında taraftarlarımız da aynı coşkuyla maç biletlerini yarım saat gibi kısa bir sürede bitirdi.
Maç bu yüksek konsantrasyon ve duygu ile başladı. Her iki takım da ilk dakikalarda temkinli ve rakibini tartar bir oyun ile oynuyordu. Zaman zaman saha içi gerginliklerin olduğu anlarda rakip takımın oyuncusu Uğurcan`a attığı yumruk ile kırmızı kart gördü. Sonrasında Kayserispor başkanı sahaya indi olaylar büyüdü. Maç da bu dakikadan sonra tamamen farklı bir hale büründü. Rakip taraftarı daha çok destekle birlikte takımlarını ateşleyerek mücadele gücünün artmasına neden olarak gol bulmalarına katkı verdi. Rakibin golünden sonra takımımız hızlı reaksiyon göstererek beraberlik golünü bulduk. İlk yarı oyun üstünlüğü bizde iken pozisyon üstünlüğü kuramadık.
İkinci yarı takımımız daha konsantre bir şekilde sahaya çıktı ve pozisyon üretmeye başladı. Bu istek ve arzusunun karşılığını ikinci yarının ortalarında alarak üstünlük golünü atarak rahatladı. Ancak bu rahatlık çok sürmedi ve eski oyuncusu Mehdi'yi durduramayarak penaltıya neden oldu ve sonunda rakibin beraberliği yakalamasına engel olamadı. Pozisyon bana göre penaltıyla yakından uzaktan ilgisi yoktu. Hakem hem kırmızı hem de Kayserispor başkanın etkisinde kalarak penaltıyı verdi. İnsan sorgulamadan duramıyor. Ceza sahasına kadar çalımla gelen oyuncu neden daha önce taktik faulle durdurulmaz. Neden buna müsaade edilir. Bu sezon böyle birkaç golde yedik aslında. Ama işte basiret mi bağlanıyor, akıl mı edilemiyor bilmiyorum.
Beraberlik golünden sonra Sokol bir gol daha buldu ancak ofsayt nedeniyle iptal edildi. Ofsayt çizgisi maçtan sonra gösterildi. Neden maç sonunda ve yarı otomatik ofsayt çizgisi çekilmeden pozisyon gösterildi? Neden düşme potasını yakından ilgilendiren maça yabancı VAR hakemi verilmedi? Açıkçası maç boyunca en çok sorguladığım konu buydu. Ben kesinlikle halis bir niyetin olmadığını düşünüyorum.
Bu pozisyondan sonra her iki ekipte net pozisyona girmeden maç beraberlik ile bitti.
Rakip düşme potasından çıkarken biz yine hesap işlerine daldık. Gelecek haftaki maçlara bakarak olası sonuçlar ile durumumuzu sorguladık. İkili, üçlü, dörtlü averajlara kadar hesap kitap yaptık. Bu psikoloji gece boyunca hepimizi fazlasıyla yordu.
Gelecek haftaki maçları görünce ben pek averajlara kalacağını düşünmüyorum. Özellikle rakiplerimizin oynayacağı maçlarda rakiplerinin ligdeki pozisyonlarına bakınca üç rakibimizin de maçları kazanabileceğini düşünüyorum. Bu nedenle bizim rakiplerimizin maçlarına bakmadan evimizde bir puan alarak ligde kalmamız için son nefesimize kadar mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle Galatasaray maçı bizim hayat mücadelemiz olacak. Gelecek hafta Fenerbahçe maçında olduğu gibi birlik ve beraberlik ile mücadele edip maçtan puan almamızı diliyorum.
Allah işimizi rast getirsin…
Saygı ve selamlarımla…