Halil Öz
15 Tatil Yaklaşırken…
Malumunuz üzere yarı yıl tatilinin başlamasına birkaç gün kaldı. Yaklaşık 20 milyon öğrencimiz ilk dönemi geride bırakıp karnelerini alacak. Eski karne heyecanları elbette kalmadı. Veli bilgilendirme sistemini kullanan ebeveynler ve yaş grubu büyük olan öğrenciler için eve gelecek karne artık önceden bilindiği için sürpriz olmuyor. Zaten ebeveynler eğitim öğretim yılı içinde öğretmenleriyle yeterince iş birliği yapmışsa, çocuğu ile ilgiliyse çocuğunun sınıf içindeki seviyesini ve nasıl bir karne getireceğini biliyor. Ancak yine de karne, özellikle ilköğretim dönemindeki öğrenciler için manevi önemini koruyor. Hele de ilk karnelerini alacak miniklerin kalbi kim bilir nasıl atıyor?
Peki karne dönemi yaklaşmışken bizler çocuklarımıza nasıl yaklaşmalıyız?
Karne, öğrencilerin elbette derslerindeki başarı durumunu belgelemek amacıyla veriliyor fakat üzerinde sadece çocuklarımızın ismi yazsa da gizliden bize de verilen bir belge…Yani ortada bir başarı veya başarısızlık söz konusu ise bunun tek sorumlusu çocuklarımız değil… Ayrıca karneler utanmamız veya övünmemiz için değil şimdiden geleceğe yön vermek, önlem almak, fikir edinebilmek için veriliyor. İyi notlar getiren çocuklarımız gibi düşük notlar getiren çocuklarımız da olacak…Öncelikle hata yaparak öğrenmenin de bir öğrenme şekli olduğunu bilmeliyiz. Her çocuğun farklı olduğunu kabullenmeliyiz. Yetenek, ilgi ve beceri olarak bakıldığında her çocuğun kendine özgü bir kapasitesi olduğundan kıyaslama yapmak, aşağılamak, aşırı tepkiler göstermek, düşük notları sürekli başa kakmak, sorumluluğu tek başına çocuğumuza yüklemek, tatilden onu mahrum bırakmak, cezalar vermek veya pahalı, abartılı hediyelerle ödüllendirmek başlıca yanlış davranışlar…Bunlar çocuğumuzun motivasyonunu arttırmak yerine ileride çocuğun okul hayatına karşı tutumunu, kişiliğini olumsuz etkileyebiliyor. Anne babalar olarak şunu unutmamalıyız ki, kötü karne düzeltilebilir fakat çocuğun kişiliğine verilen zarar telafi edilemeyebilir. Çocukların ne olursa olsun anne ve babasının onu daima seveceğini ve yanında olacağını hissetmeye hakkı var. Oturup çocuğunuzla onu yargılamadan konuşmalı, düşük notların nedenini kendisinin fark etmesini sağlamalıyız. Onu çok zorlamayacak, bir yandan tatilini yaparken, dinlenerek öğrenebileceği, eksiklerini tamamlayabileceği bir program hazırlamalıyız. Malum tatil daha fazla uyku, eğlenmek, dinlenmek demek… Lakin bu dinlenme sürecini hiç kitap ve defter kapağı açmadan, geceleri geç saatlerde yatarak ya da bilgisayar, tablet, telefon başında saatler geçirerek değerlendirirsek ve buna alışırsak okul açıldığında eski tempomuza ayak uydurmakta zorlanabiliriz. Bu nedenle kitap okumaya zaman ayırmak ve konu tekrarlarına tatilde de yer vermek gerekiyor.
Sonuç olarak başarılı veya başarısız fark etmez tüm öğrencilerimiz tatili hak etti. Unutmayın ki, başarının anahtarı motivasyondur. Motive olmak için her açıdan dinlenmeye, eğlenmeye ve sevdiklerimizin sevgisine, ilgisine ihtiyacımız vardır. Tatili sevdiklerinizle verimli bir şekilde değerlendirerek yeni döneme daha istekli başlamanız dileğiyle…