Muhammed Mustafa Çetinkaya
Yağmurun Ritmi Yağmur
Yağmur...
Sadece gökyüzünden süzülen su damlaları değil, aynı zamanda bir duygu seli. Her damlada farklı bir his, her rüzgarda bambaşka bir ruh hali...
Yağmurlu bir günde pencereden dışarı baktığımızda, sadece hava durumunu değil, kendi iç dünyamızı da seyrederiz.
Hüzün Melodisi: Bazen yağmur, hüzünlü bir şarkı gibi ruhumuza işler. Gri bulutlar, yorgun kalbimizi yansıtır. Damlaların yere çarpması, içimizdeki sızıların yankısı olur. Bu hüzünlü melodide, belki geçmişe dair pişmanlıklar, belki de geleceğe dair endişeler gizlenir.
Yağmurlu bir akşam, pencereden dışarıyı seyrederken, bir damlanın camdan süzülerek kaybolmasını izliyoruz. Bu damlada, belki de kaybettiğimiz bir sevdiğimiz kişinin hatırası canlanıyor. Ya da, geleceğe dair belirsizlikler aklımızı kurcalıyor ve endişeler kalbimizi sızlatıyor.
Coşku Marşı: Bazen ise yağmur, coşkulu bir marş gibi ruhumuzu coşturur. Şimşeklerin çakması, içimizdeki ateşi yakar. Gök gürültüsünün gümbürtüsü, özgürlük çığlığımız olur. Bu coşkulu melodide, belki de yeni başlangıçlara dair umutlar, belki de hayallerimize dair heyecanlar gizlenir.
İlkbahar yağmuru, toprağa hayat verirken, ruhumuzu da canlandırır. Yağmur damlaları yere değdiğinde, sanki yeni bir başlangıcın habercisi gibi gelir. Bu coşkuyla, belki de hayallerimizi gerçekleştirmeye dair umutlarımıza kanatlanırız.
Sakinleştirici Ninni: Yağmur, kimi zaman da sakinleştirici bir ninni gibi ruhumuzu sarar. Yumuşak damlaların sesi, beynimizi sakinleştirir. Islak toprak kokusu, huzur verir. Bu sakinleştirici melodide, belki de günlük hayatın stresinden kaçış, belki de kendimizle baş başa kalma ihtiyacı gizlenir.
Sıcak bir yaz gününde, öğleden sonra yağan yağmur, bunaltıcı havayı serinletir ve ruhumuzu yatıştırır. Yağmurun sesi eşliğinde, belki de bir kitap okuyarak dinleniriz kendi içimize döneriz.
Yağmurun Gizemi: Yağmur, her duyguya hitap eden bir mucizedir. Her damlada farklı bir hikaye, her rüzgarda bambaşka bir anlam barındırır. Yağmurlu bir günde, sadece pencereden dışarı bakmak değil, içimize de bakmayı unutmamalıyız. Belki de yağmurun sesinde, kendi ruhumuzun melodisini duyabiliriz.