Muhammed Mustafa Çetinkaya
Vefa
Biz, vefakâr olmanın, mümince bir duruş olduğunu Allah Resulünden öğrendik. O, kendisine yapılan iyiliği hiçbir zaman unutmaz, ona mutlaka mukabelede bulunurdu. O, bir vefa peygamberiydi.
Bütün sevdiklerine karşı vefalı olmanın en nadide örneklerini sergiledi Efendimiz. Vefasızlık ve hayırsızlıkla anılmaktan kaçınmamız konusunda bizleri uyardı. “Kıyamet gününde her vefasızın, vefasızlığını belirtecek bir sancağı olacaktır.” buyurarak dostluğa sadık kalmamızı öğütledi.
Peygamberimiz (s.a.s), anne-babaya karşı vefalı olmaya ayrı bir önem verdi. Çünkü onlar, evlatlarına yıllarca verdikleri emeğin karşılığında vefayı en çok hak edenlerimizdi. Şu olay, Efendimizin anne-babaya karşı vefa anlayışını bizlere gösterir:
Uzak diyarlarda peygamber aşkıyla yanıp tutuşan bir genç, günlerce süren yorucu bir yolculuğun ardından Medine’ye ulaşmıştı. Nihayet Efendimizin huzuruna çıktı ve “Anne-babamı ardımda gözü yaşlı bırakarak sana geldim Yâ Resûlallah.” dedi. Bunun üzerine Kutlu Nebi, gence şöyle buyurdu: “Anne-babanın yanına geri dön ve onları nasıl üzdüysen öylece sevindir!”3
Peygamberimiz, ashabına, arkadaşlarına olan vefasını da en güzel şekilde yansıttı. Mekke’nin fethinden sonra Ensar, artık onun Medine’ye dönmeyeceği endişesine kapılmıştı. Bunun üzerine Efendimiz, şu sözlerle vefakâr dostlarını teselli etti: “Öyle bir şey yapmaktan Allah’a sığınırım. Ben sizin memleketinize hicret ettim. Hayatım da sizinle, ölümüm de sizinledir.” O bu sözüyle aslında vefanın, can bedenden çıkmadıkça var olması gerektiğini anlatıyordu.
Ne hazindir ki, modern dünyanın gün be gün bireyselliğe mahkûm ettiği bizlerin vefa duyguları, ahde vefa anlayışı, sadakat ve samimiyeti de hızla yara alıyor. Yalnızlığa terk edilen anne-babalara, eşlere, çocuklara her geçen gün üzülerek şahit oluyoruz. Sözün insana bir sorumluluk yüklediği gerçeği göz ardı edilerek sadık kalınmayan nice söz ve yeminlerle ahde vefa duygusu zayıflıyor. Böylesi ulvi bir haslet zayıfladıkça insanların birbirlerine olan güveni sarsılıyor. Güven duygusu zedelendikçe de toplumsal huzur bozuluyor.
Hepimiz Âlemlere Rahmet Peygamberimizin vefakârlığını, ahde vefasını, sadakatini kuşanalım. Anne-babamıza, eş ve çocuklarımıza, akrabalarımıza, kardeşlerimize karşı bir ömür boyu vefakâr olalım. Sözlerimize ve emanetlerimize sadık kalalım. Her daim hayırla yâd edilenlerden olmak için çabalayalım. Bizi millet yapan, bizi güçlü kılan değerlerimize ve birbirimize karşı vefasızlık ve ihanetle anılanlardan olmayalım.
Selam ve dua ile