Yılmaz Sandıkcı

Yılmaz Sandıkcı

Vaiz Lobisi Faiz Lobisinin Hizmetine Mi Girdi?

Paranın dini imanı olmaz! Bu söze göre “dış güçler” denilen grup, millet ve devlet fark etmeksizin dünyayı sömüren küresel sermaye sahipleridir ve bu sermaye sahiplerinin elindeki en önemli güç, mal ve paradan ziyade faiz mekanizmasıdır bence.

*

Peki, bizim sorunumuz kimle? Veya neyle? Sadece dış güçler mi sorun? Yoksa para ile de mi sorunumuz var, ya faiz ile ne durumdayız?

*

Geçmişte “ticaret de faize benzer, haram olmasa bile şüphelidir” diyerek Müslümanları ticaretten uzaklaştıran “hurafeci güçler” ve hurafelere kanan Müslümanlara işin aslını anlatıp, aydınlatamayan “âlim güçler” yani “yanıltan güçler” ile yanlışa yanlış diyemeyen, yanlış karşısında sessiz kalan “doğru güçler” aslında hep birlikte Osmanlı ekonomisinin kontrolünü dış güçlere teslim etmişler. O dönem Osmanlının düştüğü bu yanlış durum aslında tüm Müslümanların ekonomisinin dış güçlere teslim edilmesine sebep olmuş.

*

Sonuç olarak ilim ile bilim arasındaki farkı anlamayan Müslümanlar, ekonomi bilimini anlamakta da gecikmiş ve üretseler de başarılarının karşılığını alamamışlar. En önemlisi sermaye birikimi yapamamışlar. Yapsalar bile yerel kalmışlar! Buldukça tüketen, bulamayınca şükreden toplumlar olarak günümüze ulaşmışlar.

*

“Ş harfi şikâyet için değil, şükür için vardır” sözü doğru olsa da Müslümanlar doğru bilgiler ile bile yanlış yollara saptıranlara kanmışlar. Dolayısı ile Müslümanların sorunları görünenden daha derinlerde yaralar açmış. Derinlerde açılan yaralar da sarılamamış, çoğu yara kangren olarak günümüze ulaşmış…

*

Örneğin faiz yarası; dinimiz İslam’a göre de bizden önceki iki kitaplı dine göre de faiz haramdır. Burada sorun yok, sorun bu değil! Ancak faiz nedir? sorusuna cevap vermeyen Müslümanları paraya, sermayeye, zenginliğe, bankaya düşman eden din adamları az veya çok parayı bulan Müslümanların tasarrufa ayırdıkları ve değerlendiremedikleri parayı “enflasyon karşısında” ezdirmeme önlemi olarak altın veya döviz almaya yönlendirmesi, Müslümanların mali birikimlerinin de dış güçlere yaramasına sebep olmaktadır. Yani kangren olan faiz yarası, Müslümanların sermaye birikimi kesip dış güçlerin hizmetine sunmaktadır.

*

Yani kenara biraz para ayırabilecek durumdaki kardeşlerimiz, birikimlerini enflasyona karşı korumak için ya yabancı ülke paralarına (döviz) ya da altına yatırmanın caiz olduğunu anlatan vaiz lobisine uygun davranmaktadır.

*

Bu masum durum ise şu demektir; bize faiz karşılığı borç veren, İslam’a karşı her türlü düşmanlığı ardına koymayan “dış güçlerin” ekonomisi, bizim fakir halkımızın emeği ve alın teri ile beslenmektedir.

*

Yemeyip içmeyip, geleceğini düşünerek, artırdığı parayı bankaya yatırmak yerine o para ile yabancı bir ülke parası diyelim ki ABD Doları satın alan bir gariban, alıp da yastığı altına koyacağı, üzerinde “Dolar” yazan bu kağıt parçası karşılığında hiçbir teminatı ve reelde hiçbir menfaati olmadan “Dolar” adlı parayı matbaalarında basan ülkeye kredi vermiş olmaktadır.

*

Bu, yabancı ülke paralarına yatırılan emek ve alın terinin karşılığı yüzlerce milyar dolar seviyelerine ulaşmaktadır. Ama Türkiye paraya ihtiyacı duyunca borç alacağı bu Dolarlar için tonlarca faiz ödeyecektir.

*

Faizin haramlığını tartışacak değiliz elbette ama neyin faiz olduğunu anlayacak ve anlatacak “âlimlere” ihtiyaç duyduğumuz açıktır. Yoksa âlimler yerine bilim insanlarına ihtiyaç duyduğumuz açıktır! mı demeliydim?

*

Şaka değil, ilim ile bilim arasındaki farkı bilmeyenler, riba (gasp, tutma) ile faiz (artma, bereket) arasındaki farkı da anlayamıyorlar. Şimdi sorum şudur, sadece bizim değil tüm Müslümanların ekonomisi için tasarrufunu korumak için “döviz almak caiz” diyen vaiz lobisi mi daha tehlikeli yoksa faiz lobisi mi? Diğer yandan, bunu diyenler küçük tasarruf sahibinin yatırım yapacağı piyasaları da kuramamış yüz yıllardır.

*

Örneğin Diyanet İşleri Başkanlığı, Kuran-ı Kerim’i Türkçeye çevirirken Arapça olan “riba” sözcüğünü niçin, yine Arapça olan “faiz” sözcüğü ile çeviriyor? Bunlar aynı anlamda sözcükler mi? Tercüme kurulundaki âlimler yanına, bilim insanları da alsalar doğru tercümeye yararı olur mu acaba! Ne dersiniz?

*

Olaylarda sebep-sonuç ilişkilerini anlamadan, sebeplerini doğru anlamadığımız olayların sonuçları üzerinde tartışmak yerine işin aslını esasını arayanlara selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yılmaz Sandıkcı Arşivi